2019-2020 Eğitim-Öğretim yılına katmerlenmeye devam eden sorunlarla başlıyoruz

2019-2020 Eğitim-Öğretim yılına katmerlenmeye devam eden sorunlarla başlıyoruz

 

Ülkemizi, eğitimimizi Ortaçağ karanlığına sürükleyen AKP’giller’in Eğitim Bakanı, sosyal medya hesabından #gelecekbende etiketiyle evlere şenlik bir paylaşım yapmış. Paylaşımda, “Hazır mıyız sevgili meslektaşım? Öğrencilerimizin ve velilerimizin bunu duymaya ihtiyacı var. Hadi!” dedikten sonra eklediği videoda da “Çocuklarımız için, eğitim için, gelecek için biz hazırız. Hadi!” ifadelerini kullanmış. 

Hazır oldukları “geleceğe” yeni eğitim-öğretim yılı başlangıcında bir göz atalım:

Gün geçmiyor ki pıtrak gibi çoğalan-çoğaltılan Ortaçağcı tarikat yurtlarında ağzı salyalı, sapık, insanlıklarından çıkmış din bezirgânlarının çocuklarımızın, gencecik yavrularımızın yaşamlarını söndürdüğü olaylara bir yenisi eklenmesin. En son Ümraniye’deki Fıkıh-Der’e ait tarikat yurdunda, bu yurttaki üç Ortaçağcı sapık hocanın 30’dan fazla çocuğumuza hem aylar boyu tecavüz edip hem de yaptıkları yetmezmiş gibi çekiçle şiddet uyguladıkları ortaya çıktı, yurtta kalan bazı çocukların şikayeti üzerine. Gelecekleri karartılan bu çocuklarımız hakkında “gelecek için hazır” olan Bakandan tık çıkmadı.

Dahası, Milli Eğitim Bakanı, yeni eğitim-öğretim yılının bir anlamda “açış konuşması”nı da Ortaçağcı bir diğer örgütlenme olan ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin 07.09. 2019 Cumartesi günü Malatya’da düzenlediği 16. İmam Hatipliler Kurultayında yaptı. Her şehirde, her kasabada, köylerde, mahallelerde çıfıt yuvası tarikatların yoksul halkımızın ve çocuklarının başına musallat edildiği yetmiyormuş gibi, örgün eğitimde de onların laik ve bilimsel eğitimin kırıntısından bile nasiplenmelerine izin vermeyen, din alıp din satan Tefeci- Bezirgân Sermaye Sınıfının Ortaçağcı ideolojisini aşılamakla görevli İmam Hatipleri öve öve bitiremedi. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısının 1 milyon 300 bine ulaştığını gururla dillendirdi. (https://www.internethaber.com/milli-egitim-bakani-ziya-selcuktan-imam-hatip-okullari-aciklamasi-2048304h.htm).

Ya diğer okullarımız ne hale getirildi?

Programların içi tamamen boşaltılarak, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaştırıldı. AKP iktidarının Ortaçağcı ideolojisine ve Parababalarının ekonomik düzenine hizmet edecek insanları yetiştirecek eğitim politikalarını perçinleyecek düzenlemeler vizyon, misyon, tasarım makyajları ile halkımıza yutturuldu.  Bunun sonucu olarak, öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası sınavlardaki başarı ortalamaları gittikçe dibe vurmuş durumda. 2019 Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları bu acı tabloyu gözler önüne serdi. Bırakalım daha üst düzey bilgi ve becerilere sahip olmayı gerektiren Alan Yeterlik Testi puanlarını, öğrencilerin temel yeterliliklerini ölçen TYT’de bile başarı düzeyi o kadar düşük ki!

Türkçe net ortalaması 40 soruda 14.6; başarı yüzdesi 36.5; Sosyal Bilimler’de 20 soruda 6.6 net, 33.0 başarı yüzdesi; Temel Matematik’te 40 soruda 5,6, başarı yüzdesi 14.0; Fen Bilimleri’nde ise 20 soruda 2.2 net ve başarı yüzdesi ise 11.0’dır. 15 bin öğrenci de 0 (Sıfır) puan almıştır. Uluslararası sınavlar olan PISA ve TIMMS’de de öğrencilerimizin aldığı puanlar düşmekte ve OECD ülkeleri arasında en alt sıralarda yer almaktayız.

Peki öğretmenler, öğretmenlik mesleği ne durumda?

Öğretmen yetiştirmede nitelik sorunumuz almış başını gidiyor. Medreselere döndürülen üniversitelerin Eğitim Fakültelerinden mi nitelikli öğretmen yetişecek? Ataması yapılmayan öğretmen sayısı Bakanın dile getirdiği haliyle bile 700 bini bulmuş, öğretmenlik mesleğinin toplum nezdindeki itibarı yerle bir edilmiş. Bin bir zorlukla ve hayalle mesleğini eline alan genç öğretmenlerimiz, işsizlik girdabında boğuluyor, umutsuzlukla canlarına kıymaya devam ediyor. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik ucubesi, öğretmenlerimizi köleliğe mahkum ediyor.

Ya atanabilenlerin hali?

Okullar fiziksel olarak yetersiz. Sınıflar kalabalık. Araç-gereç hak getire. Aile bütünlüğü bozulmuş, karısından-kocasından-çocuklarından ayrı yaşayan öğretmenler… Perişanlık diz boyu. İşsizlik-pahalılık cenderesinde bunalan veli tüm öfkesini öğretmene yansıtıyor. Kısacası öğretmen mutsuz ve çaresiz.

Antika-modern, yerli-yabancı Parababalarının ekonomik düzeninde, açlık sınırının altında yaşayan, asgari ücretle geçinmeye çalışan,  kolayca işine son verilen, iş bulamayan veli ne yapıyor? Çocuğunun okul masraflarını karşılayabilmek için çırpınıp duruyor. Pahalılık almış başını gidiyor ama cep delik, cepken delik. Çalışan, emekçi insanlarımızın vergileriyle oluşan devlet hazinesinden okullarımıza, devlet yurtlarına harcanması gereken milyarlar, AKP’giller tarafından TÜRGEV, kardeş vakfı TÜGVA, Ensar, İlim Yayma, ÖNDER gibi cemaat-tarikat örgütlenmelerine aktarılıyor (https://odatv.com/devlet-turgevi-besleyecek-26081945.html). Bu durumda okulun yakıtıydı, temizliğiydi, badanası-boyasıydı; bu giderleri karşılamak naçar veliden alınan haraçlara kalıyor. Çocuğuna okul pantolonu alamadığı için canına kıyan babaların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. 

Bunca baskının, bunca yokluğun, bunca ekonomik ve sosyal sorunların yaşandığı bir toplumda, öğrencinin de öğretmenin de velinin de psikolojik açıdan sağlıklı olabilmesi mümkün olmuyor elbette. Bu nedenle okullarımızda da şiddet günlük yaşamın ne yazık ki ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. 

İşte 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılının başında, eğitimimizin hali pür melali. Dile getirdiklerimiz, bu kara tablonun yalnızca bir özeti. AKP’nin 17 yıllık iktidarının eğitim alanındaki uygulamalarının geçmişi de, Ziya Selçuk’un ballandıra ballandıra sunduğu, çocuklarımıza, insanlarımıza reva görülen “gelecek” de bu!

Ancak biz Halkçı Kamu Emekçileri çocuklarımızın, gençlerimizin, ülkemizin böylesi bir karanlık geleceğe mahkum edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Laik, bilimsel, parasız eğitim için mücadelemizi kazanana dek sürdüreceğiz! 8 Eylül 2019 

Halkçı Kamu Emekçileri

 

Sosyal Medyada Paylaşın: