Giyinip kuşanıp devlet okulunda dersine girecekken, ölümlere mahkum edilen genç öğretmenler

Giyinip kuşanıp devlet okulunda dersine girecekken, ölümlere mahkum edilen genç öğretmenler

Basından, gencecik bir öğretmenimizin daha, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde yaşayan, 28 yaşındaki yüksek lisans yapmış rehber öğretmen Mustafa Kaya’nın, ataması yapılmadığı için yaşamına son verdiğini öğrendik. Yeni bir acı yüklendi yüreğimize.

Bugün devlet okulunda kadrolu çalışan öğretmen maaşları yoksulluk sınırının altında kalmıştır. Ama şimdilik güvenceli çalışılmaktadır. İşte bu bile genç öğretmen Mustafa KAYA ve aynı durumda olan daha nice öğretmenimize çok görülmüştür. Ve bu arkadaşlarımızdan onlarcası gibi ataması yapılmadığı için girdiği bunalımdan kurtulamadı Mustafa KAYA. KPSS hazırlık kitabının üzerine “Hayata veda ediyorum” başlıklı notunu bırakarak ayrıldı aramızdan. Daha doğrusu yerli- yabancı Parababaları ve onların 20 yıldır ülkemizin başında tuttuğu AKP‘giller tarafından koparıldı yaşamdan.

O ruh halini, yaklaşık 2000’li yılların başından günümüze mezun olup da yıllarca  ataması yapılmayan eğitim fakültesi mezunu arkadaşlarımız bilirler.

O yıllardan itibaren çeşitli Eğitim Fakültelerinden mezun arkadaşlar ya asgari ücretin yarısı civarı bir ücretle “ücretli öğretmenlik” yaptık-yapıyoruz ya da yevmiyeli bir takım başka işlerde çalıştık-çalışıyoruz. Bazı öğretmen arkadaşlarımız bu işlerde iş cinayetlerine kurban gitmiştir. Kadrolu güvenceli halde, okulunda derse girme hayaliyle yıllarını mezun olmaya ve KPSS’ye vermiş bir öğretmen için belirsizlik içinde geçen aylar – yıllar bir hayli yıpratıcı bir etki yaratmaktadır. Bu etkinin yarattığı ruh hali sokakta gördüğü bir tanıdığının atamanın ne zaman yapılacağı sorusunu bile kaldıramaz, sokakta yürürken tanıdık biriyle karşılaşmak istemez, gördüğünde yolunu değiştirmek ister hale sokar insanı. Bırakın evlenip yuva kurmayı; yâr bile sevemezsin… Çünkü belirsizlik zihnine ve yüreğine öyle çökmüştür ki…

Mustafa KAYA arkadaşımız da son zamanlarda iyice içine kapanmış ve sonunda canına kıymıştır.

Biz İşsizlik konusunda:“Yangın çıktığı vakit, bütün taşıtlar nasıl itfaiyeye yol veriyorsa, tıpkı öyle, bir işsizin haberi geldi mi, bütün devlet aygıtı ile halk, belediye kurumları, işsizin imdadına, yangına koşarca, yıldırım hızıyla koşmalı. İşsizliğin görüldüğü ocağa veba girmiş, deprem vurmuş, bomba düşmüş gibi, yardım ekipleri yarışmalı” anlayışındayız.

Ve Halkçı Kamu Emekçileri olarak bir kez daha haykırıyoruz: Çok derdin tek ilacı, gençlerimizi, genç öğretmenlerimizi işsizliğe mahkum eden bu kahrolası Parababaları düzenine karşı örgütlü mücadele vermektir! (02.02.2022)

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: