Gençlerimizin Ortaçağ dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz

Gençlerimizin Ortaçağ dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz

Çok değil daha bir ay önce Antalya’nın Kepez ilçesinde tarikat yurdunda kalan üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un başının kesilerek öldürülmesinin şokunu ve acısını atlatamamışken, birkaç gün önce Elazığ’da tarikat yurdunda kalan Tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intiharı ile sarsıldık.

Bu yaşanılanlar ne ilk ne de son olacaktır. Ortaçağcı gerici din tüccarları, yurtları ve evleri ile yıllar boyunca saf, temiz, insancıl değerlere sahip gençlerimizin zihinlerini onları bilimden, sanattan, toplumdan uzak tutarak köreltmiş, zehirlemişlerdir. Gençlerimiz bu zehir yuvalarında mecburen kalmışlardır. Tarihin en eski, en asalak en gerici sermaye sınıfı olan Tefeci-Bezirgan sermayenin iktidardaki temsilcisi olan AKP’giller, çocuklarımız-gençlerimiz bu yılan yuvası tarikat-cemaat evlerinin pençesine düşsün diye bile isteye,  onlar için insancıl şartlarda barınacak yurtlar yapmamıştır. Geleceğimiz olan çocuklarımız, tarikat evlerinin, cemaat yurtlarının karanlık cenderesine hapsedilmiştir. AKP’giller bir yandan bu Ortaçağcı tarikatların, cemaatlerin dernek ve vakıflarına kamu yararına dernek statüsü vererek  izinsiz bağış toplama yetkisi verirken bir yandan da MEB bunlarda protokoller yaparak eğitimin içine sokarak okullarımızı Taliban yetiştiren Peşaver medreselerine dönüştürmüşlerdir.

1925 yılında tekke, zaviye ve türbeler kapatılmış olmasına rağmen, tarikat ve cemaatler dernek, vakıf adı altında pek çok kurum açarak ülkeyi örümcek ağı gibi sarmıştır. 2013 yılında Türk Ceza Kanununun 263. maddesi yürürlükten kaldırarak, Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu açan, çalıştıran ve bu merkezlerde çalışanlara verilen 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını ortadan kaldırmıştır. Bu durum Ortaçağcı gericiliğin, çocuklarımızın beyinlerine zehir salan yapılarını çoğaltmalarının önünü hızla açmıştır.

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, mecliste yaptığı konuşmada Enes Kara’nın çektiği videoda yurtta kaldığını belirtmesine rağmen oranın yurt değil öğrenci evi  olduğunu ve denetlenmesinin demokrasi ile bağdaşmayacağını belirterek, cemaat ve tarikat yurtlarının savunuculuğunu yapmıştır. Bildiğimiz gibi CIA/Pentagon islamının temsilcisi Pensilvanyalı İblis Fethullah’ın ortaçağcı, meczup ‘altın nesil’i de bu tür cemaat evlerinde yetiştirilmiştir. Kız ve erkek öğrencilerinin kaldığı evlere ihbarlar üzerine baskınlar düzenleyen AKP’giller, söz konusu tarikat ve cemaat evleri olunca bu yılan yuvalarında yaşanan taciz, tecavüz başta olmak üzere tüm olumsuzluklara ya sessiz kalmış ya da  bu yapılara destek vermiştir.

 

Yine, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan “Türkiye’de KYK yurdunun kapasitesini 12 kat artırmak suretiyle çok ciddi anlamda gençlerimizin hiçbir yurt ve kalacak yer kaygısı olmaksızın malum olduğu üzere devletimizin yurtlarında kalmasına imkan sağlanmıştır” demiştir.(https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/akpli-ozkandan-enes-kara-aciklamasi-kaldigi-yer-yurt-degil-apartman-dairesi-bunu-arastirirsak-ucu-nereye-varir-6884433/)

Bunlar halkın gözlerinin içine baka baka yalan söylemektedirler. 2021 yılında Üniversitelerdeki örgün eğitim kapsamındaki öğrenci sayısı 3.801.294 iken Kredi ve Yurtlar kurumuna ait 695.834 öğrenci kapasiteli 773 yurt yer almaktadır. Sadece dernek ve vakıflara ait yurt sayısı ise 3331’dir.( https://odatv4.com/siyaset/tarikatlar-yurtlara-boyle-sizdi-sasirtan-rakam-211570)

AKP’giller iktidarı boyunca, merdiven altı diye tanımlanan, hiçbir denetim ve kontrole tabii olmayan yurtların sayısı ise önemli oranda artmıştır.

 

AKP Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil ise Enes Kara’nın tarikat yurdundaki baskılar karşısında yaşamına son vermesi ile ilgili olarak: “Cemaatlere mal etmek doğru değil, dış güçlerin oyunları” diyerek cemaat ve tarikat yurtlarına sahip çıkmıştır.

 

Çocuklarımızın ve gençlerimizin umutlarını, hayatlarını çalan, onları katleden işte bu Ortaçağcı düşüncedir.

2008 yılında Konya’da ruhsatsız tarikat yurdunda 17 öğrencinin gaz sızıntısı yüzünden meydana gelen patlama sonucu hayatlarını kaybetmesini unuttuk mu?

2016 yılında Adana Aladağ’da denetimsiz bir tarikat yurdunda çıkan yangın yüzünden 11 öğrencinin hayatını kaybettiğini, bir babanın “devlet yurdunu yıktılar, çocuklarımızı buraya yerleştirdiler” feryadını unuttuk mu?

Ya 2016 yılında Karaman’da Ensar Vakfı yurdunda 45 öğrenciye tecavüz edilmesini?

Hiçbirini unutmadık. Unutmayacağız da.

Bizler Halkçı Kamu Emekçileri olarak “Laiklik yoksa bilim de demokrasi de özgürlük de yoktur” şiarıyla Ortaçağ artığı bu sömürgen sınıfı tarihin tozlu sayfalarına gömmek için örgütlü mücadelemize devam edeceğiz!

Gençlerimizi Ortaçağ karanlıklarının dehlizlerine mahkûm olmalarına izin vermeyeceğiz.

Tarikat cemaat yurtları kapatılsın.

Şeriat Ortaçağdır. (16.01.2022)

Halkçı Kamu Emekçileri

 

Sosyal Medyada Paylaşın: