Önce hayallerini, umutlarını yok ettiniz!
Bugün de yaşamını elinden aldınız!
Samsun’da ataması yapılmadığı için inşaatta çalışan İngilizce öğretmeni Orhan Çelik 22.kattan düşerek hayatını kaybetti.
Ataması yapılmamıştı…
İşsizdi…
Boyacılık yapıyordu…
22.kattan dış cepheye kurulan asansörün montajı yapılmadığı için düştü ve bugün aramızda yok!
Orhan öğretmen yıllarca atama bekleyen binlerce öğretmenden biriydi…
50 yaşındaydı ve evinde ekmek bekleyen bir de çocuğu vardı…
Okulda öğrencileriyle sınıfta olacağı yerde bir inşaatın 22.katında elinde boya fırçasıyla yarım kalan umutlarını binalara resmediyordu…
Yaşamak zorundaydı…
Öğrencilerine kavuşamasa bile evde bekleyen çocuğu için direnmeliydi…
O da öyle yaptı…
Yıllarca özel okullarda çalıştı…
İşsiz kaldı ama yılmadı…
İnşaatta da çalışırdı…fabrikada da…boyacılık da yapardı…simit de satardı…
Bir tek öğretmenlik yapamazdı…
Yasaktı…
Yıllarca okuyup emek verdikten sonra öğrencilerine kavuşması sadece bir hayalden ibaretti…
Öğretmenlik yapmayı istemek bu ülkede suçtu!
Mevsimlik işçi gibi mevsimlik öğretmen dayatmasıyla karşı karşıya kalan ve bugün sayıları 1 milyona yaklaşarak işsizlik cehennemine terk edilen öğretmenlerimizin yaşamları pamuk ipliğine bağlı…
AKP iktidarı döneminde ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı her gün çığ gibi büyürken başka işlerde çalışmak zorunda bırakılarak iş cinayetine kurban giden öğretmenlerin sonuncusu Orhan öğretmenimiz oldu. Ama bu düzen değişmedikçe maalesef Orhan öğretmen ne ilk ne de son olacak …
Eğitimin öznesi olan öğretmenleri meslek dışına iterek güvencesiz çalışma koşullarında hayatlarını kaybetmelerine yol açan AKP’giller,21 yıl boyunca tüm bu yaşananlardan kendileri sorumlu değilmiş gibi her fırsatta öğretmenleri suçladılar!
.
Atama bekleyen öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzeterek alay eden bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer değil miydi?
Ataması yapılmadığı için canına kıyan öğretmenler için “Öğretmenler ilgi çekmek için intihar ediyorlar!” diyen yine bir Milli Eğitim Bakanı olan Nabi Avcı’ydı…
Eğitim Fakültelerini plansız bir şekilde arttırarak bu okullardan mezun olmuş öğretmenleri kaderlerine terk eden bu iktidar, 2002 yılında 63 olan eğitim fakültesi sayısını yıllar içinde plansız bir şekilde 92’ye yükselterek yüzbinlerce öğretmenin umudunu ve geleceğini çaldı. Başka iş kollarında güvencesiz bir şekilde hayatını sürdürmek zorunda kalan ve bu sırada İŞ CİNAYETLERİNE KURBAN GİDEN ÖĞRETMENLERİMİZLE, BU DÜZENE DAHA FAZLA DAYANAMAYARAK İNTİHAR EDEN ÖĞRETMENLERİN HİÇBİRİ YEM BEKLEMİYOR, SADECE HAKKI OLAN ATAMASININ YAPILMASINI İSTİYOR.
Türkiye’nin geleceğini karartan AKP’nin bakanlık koltuğuna oturttuğu Yusuf Tekin, en az 150 bin öğretmen açığı olmasına rağmen öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada “kadro sayısı bellidir, ihtiyaçlar önceden tespit edilmiştir” diyerek yüzbinlerce öğretmenin yine umudunu söndürmüş oldu.
Kadrolu öğretmen olma hayaliyle yıllarca okuyup KPSS ve mülakat engelini aştıktan sonra büyük bir belirsizliğin içine atılan genç öğretmenlerimiz hiçbir güvencesi olmadan ya “ücretli öğretmenlik” gibi asgari ücretin yarısına denk gelen bir köleliğe mahkum ediliyor ya da yevmiye karşılığında hak etmedikleri bir çok işte çalışarak hayatlarından oluyor.
AKP iktidarının öğretmene ve eğitime verdiği değer bu! Eğitim sistemini bir yandan tarikat ve cemaatlere teslim ederken ve onların zihniyetini taşıyan ne idüğü belirsiz imam, vaiz gibi bilimsel okur-yazarlığı olmayan kişileri okullara doldururken atama bekleyen binlerce öğretmeni de yine çaresizliğin kucağına itiyor!
Laik ve bilimsel eğitim düşmanı AKP’nin eğitim emekçilerine düşmanlığı ne bugün ne de yarın son bulacak!
Öğretmenlik mesleğinin tekrar hak ettiği itibara kavuşması ve binlerce genç eğitimci arkadaşımızın hayal ettiği öğretmenlik mesleğine kavuşmasının tek yolu birlikte örgütlü mücadeleden geçiyor.
Halkçı Kamu Emekçileri olarak ;
Bugün aramızdan ayrılan Orhan öğretmenimiz gibi yaşamdan kopartılan nice öğretmenlerimizin hesabını er geç soracağız!
Tüm eğitim emekçilerini birlikte örgütlü mücadeleye çağırıyoruz! (09.06.2023)
Yaşasın Kamu Emekçilerin Örgütlü Mücadelesi!
Halkçı Kamu Emekçileri