Kamu emekçilerini ve tüm halkımızı sefalete mahkûm eden zamlar; ülkemizin BOP cehennemine sürüklenmesinden bağımsız değildir!
Bilindiği üzere iki yılda bir Ağustos ayında sonraki 2 yılın kamu emekçileri maaşlarına yapılacak zammın oranı, işveren olarak kamu adına hükümet ile kamu hizmet kollarında yetkili sendika konfederasyon temsilcileri tarafının görüşülüyor; anlaşırsa mutabakat metni imzalanıyor, anlaşma olmazsa hükümetin belirlediği rakam Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanıyordu.
Devleti yöneten AKP’giller’in bütün meşru ve gayrimeşru tayin, atama, görevde yükselme görevlendirme, iltimas kayırma, sınavda çıkacak soruların temini ve benzeri bütün olanaklarını kullanarak kamu hizmet kollarında en fazla üye sayısına hızlı bir şekilde sahip olan Memur-Sen Konfederasyonu kâğıt üzerinde çalışanların tarafını temsil etmektedir. Yıllardan beri TİS adı altında yapılanlar, kamu emekçilerini ve halkı kandırmaya yönelik bir tiyatroya dönüşmüştür. Sarı yandaş Memur-Sen’in bu tiyatrodaki rolü, AKP’giller’in kamu emekçilerine dayattığı açlık ve sefaleti kabul ettirmeye yönelik ihanetten ibarettir. Onun bu ihanetini, geçmiş TİS görüşmelerinde hükümetin verdiği zammın bile altında zam istemesi ile görmüştük. Dolayısıyla tiyatroya dönüşen TİS görüşmelerinden de kamu emekçilerinin yararına bir sonucun çıkmayacağını biliyoruz.
2024-2025 yılları için AKP’ giller’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan; 2024 ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci 6 ay için yüzde 9 zam teklifinde bulunduklarını açıkladı. Işıkhan, 2025 yılını kapsayan dönemler içinse ilk 6 ay yüzde 6, ikinci 6 ay yüzde 5 zam teklifinde bulunduklarını belirtmiş.
Merkez bankası dahi yılbaşı enflasyon tahminini %58 ve 2024 enflasyon tahminini de %33 olarak belirlemişken AKP’giller Kamu Emekçilerine kendi enflasyon tahminlerinden bile düşük bir zam önerme cesaretini gösterebiliyor.
Bu haliyle iki yıl boyunca kamu emekçilerinin maaşı %46.59 artmış olacak. Bu oran bırakın iki yılı, bu günlerde gerçekte yaşadığımız son iki aylık enflasyona denk düşmektedir. Burada netçe ortada olan kamu emekçilerinin ve emeklilerin AKP’gillerce açlığa sürüklenmesidir. Bunu halk düşmanı, emekçi düşmanı bir hükümetten başkası yapamaz.
Peki kimdir ve kimlere dosttur bu iktidar? Antika tarihten kalma gerici bir sınıf olan Tefeci Bezirgân sermaye sahiplerinin de içinde olduğu ve aynı zamanda onların temsilcisi bir partidir AKP. Dolayısıyla emekçilerden gasp ettiklerini ve vatanımızın bütün yer altı yer üstü kaynaklarını yerli yabancı Parababalarına peşkeş çekmektedir. Peşkeşler öyle bir hal aldı ki devletin kasasında neredeyse metelik kalmadı. Soygun ve vurgunlarında sınır tanımayan AKP’giller yeni vergilerle halkın yaşamını cehenneme çevirmeye başladılar. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir vergi, (MTV) hukuksuzca iki defa alındı.
ABD ve AB emperyalistleri tarafından AKP’giller’e verilen görev, BOP çerçevesinde Türkiye’ye planlı olarak getirilen Suriyeli, Afgan ve diğer istilacılar yoluyla Türk nüfusunu aşağıya çekerek, Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmek ve parçalamaktır.
Bizler, güzel yurdumuz için Yeni Sevr demek olan BOP ile parçalanmasına ve kamu emekçilerinin, halkın açlığa mahkûm edilmesine izin vermeyeceğiz. Halkımıza, vatanımıza karşı yapılan bu ihanetlere karşı kamu emekçilerimizi HALKÇI KAMU EMEKÇİLERİ saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz.
İşçi sınıfımızın müttefiki kamu emekçisi; ne derebeyileşmiş Osmanlı’nın Kapıkulu, ne de Mustafa Kemal’in önderliğinde verdiğimiz Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın yadigarı Laik Türkiye Cumhuriyetini AKP’giller’e teslim edecek “memur” değildir! Er geç alanlara akıp AKP’giller tarafından yapılan zam, zulüm ve ihanetlerden hesap soracaktır.
Halkçı Kamu Emekçileri
15 Ağustos 2023