14 MART TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN!

14 MART TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN!

14 Mart günü, modern anlamda ilk tıp okulumuz Tıphane-i Amire’nin (sonra Askeri Tıbbiye-i Şahane) kuruluş günü olan 14 Mart 1827’nin yıldönümüdür. Aynı zamanda 14 Mart; 1919 da Tıbbiye öğrencilerinin okullarına yerleşen emperyalist işgalcileri protesto ettikleri gündür. Bu nedenlerle 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu yıl çok buruk bir 14 Mart  kutluyoruz. 

Ülkemiz geçen yıl üç Koronavirüs pandemisinde çok sayıda yurttaşını kaybetti. Pandemide ölenlerin sayısının TÜİK rakamlarının açıklanması sonrasında çok daha fazla olduğu anlaşıldı.   Altı Şubat günü Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler ile ülkemizde, bugüne kadar depremlerdeki en çok can kaybını vermiş olduk. Şu anda resmi rakamlara göre depremde ölenlerin sayısı 48.448’dir. Yüz civarında doktor depremlerde hayatını kaybetmiştir.  Depremler doğal olaylardır. Onların felaket haline gelmesi , yaşadığımız binaların fay hattında olması ve kurallara uygun yapılmaması nedeniyledir. Bilim insanlarımızın iki yıldır Kahramanmaraş merkezli depremler olacak diye feryat ettiği halde önlemlerin alınmaması, bu sonuçları ortaya çıkarmıştır. 1999 Körfez Depreminden hiç ders çıkartılmadığı ortadadır. Üstüne üstlük AKP iktidarı, İnşaat Mühendisleri odasının proje onaylama yetkisini de geçen yıllar içinde elinden almıştır. Deprem olduktan sonra arama-kurtarma çalışmalarının yetersiz kalması çok önemli bir gerçekliğimizdir. Maden kazalarında da aynı durumu yaşıyoruz. İş işten geçtikten sonra, olay yerine ulaşmak bir anlam ifade etmiyor. Bu kadar geniş bir alanda arama-kurtarma faaliyetleri için büyük bir organizasyon gerekliydi. AKP iktidarının insan yaşamını önceleyen tavrı, baştan beri olmadı. Kızılay gibi büyük bir yardım kuruluşumuzun ,  amaçlarından uzaklaşıp ticari faaliyetler giriştiğini hep birlikte gördük. Tüm bu koşullara altında Sağlık Emekçileri büyük bir özveriyle gönüllü olarak deprem bölgelerine akın ettiler. Gönüllülerin yerleştirme organizasyonunu bile doğru dürüst yapılmadı. 

Böyle bir dönemde, 14 Mart Tıp Bayramımı kutluyoruz. Sağlık alanında son bir yılda daha da zorlaşan koşulları yaşıyoruz. Yaşadığımız ekonomik kriz, tüm sağlık emekçilerinin hayatını zorlaştırmıştır. Kamu Sağlık işyerlerimizde, hastane yönetimi- sarı sendika işbirliği ile her türlü yıldırma çalışanlara uygulanmaktadır. Çalışanlar arasında yapılan ayrımcılık, iş barışını bozmaktadır. Halkın hastanelere ulaşması, son bir yılda daha da  zorlaşmıştır. Parababaları daha çok kar etsin, inşaat şirketleri kar etsin diye şehir dışlarına yapılan şehir hastanelerine ulaşmak vatandaş için zulüm haline gelmiştir. Depremler sonrasında İstanbul’da Çapa ve Cerrahapaşa, Adana’da Balcalı, Gaziantep’te Ersin Arslan hastanelerinin kapısına kilit vurulması, vatandaşımızın sağlık kuruluşlarına ulaşmasının zorlaştığını gösteren  önemli örneklerdir. 

Hikmet Kıvılcımlı Tıbbiyeli-Harbiyeli başlıklı , 14Mart 1970 tarihli makalesinde “TIBBİYELİ “yalnız insan” değildir.Tıbbiyeli, tek başına Robenson değildir. Tıbbiyeli, olayların sürekliliğini varlığın şaşmaz kanunlarında izleyen BİLİM çocuğudur.”  diye yazar. Hekimlik gerçeklerin peşinde, bilim ışığında yapılır. Yaşadığımız Koronavirüs pandemisi ve depremler karşısında AKP iktidarının aldığı bilim karşıtı tavır, yaşadığımız zorlukları daha da büyütmüştür. Bilimdışı davranışların sonucu olarak,  depremlerden çok denetimsiz ve fay hattına yapılan binalar insanlarımızın ölümüne neden olmuştur. Parababalarının  karını değil, halkın sağlığını ön plana alarak sağlık hizmeti verilmelidir. Sağlık Emekçileri ve halk olarak bu bilinçle örgütlenerek ve haklarımıza sahip çıkarak hareket etmeliyiz. 

HALKÇI DOKTORLAR

Sosyal Medyada Paylaşın: