Her konuşmaları, her yaptıkları Laik Cumhuriyet’e karşı!

Her konuşmaları, her yaptıkları Laik Cumhuriyet’e karşı!

Ortaçağcı gerici AKP’giller, Laik Cumhuriyet’in her alandaki kazanımlarını yok ederek; akla,  bilime, laik ve bilimsel eğitime dair ne varsa izini tozunu silip süpürerek, Ortaçağcı Faşist Din Devleti hain emellerine, hep yaptıkları gibi din alıp din satarak ulaşmaya çalışıyorlar.

Bunun son örneklerinden biri de Ümraniye Müftülüğü tarafından yapılan Altınşehir Mahallesi’ndeki Hacı Reşit Kakı Camii’nin açılışında yaşandı. Caminin açılışına katılan AKP’giller’in Diyanet İşleri Başkanı, eski FETÖ’cü Ali Erbaş, yaptığı konuşmada “Mahallemizin gençleri çocukları burada olacak hocalarımız onları bekliyor. Camilerimizi gençlerimizle çocuklarımızla süslemeyiz. Ellerinden tutup onları camiye getirmeliyiz. Eğer okuldaysalar bu doğru değil ezan okunduğu zaman gençlerimiz gitsin. Cuma günleri 2 saat kadar izinleri var. O yaşlarda alışsınlar. Hocalarımız bütün camilerde namaz öncesi ve sonrası kuran, tefsir dersleri veriyor. Verilen emekler boşa gitmesin. Camilerimiz sadece ezan okunup namaz kılındıktan sonra kapısı kapanan yerler olmasın. İçini okul haline getirelim.” diyerek, Laik Cumhuriyet’in kazanımı olan Öğretim Birliği Yasası’na ve Laik eğitime olan düşmanlığını bir kez daha çok açık biçimde ortaya koydu (https://www.odatv4.com/siyaset/ezan-okundugunda-gencler-okuldaysa-bu-dogru-degil-258995).

Evet, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bunu ilk kez yapmıyor! Laik Cumhuriyet düşmanlığını, Anti-Emperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mıza ve onun önderi Mustafa Kemal düşmanlığını defalarca dile getirdi.

Çünkü O, 1919’dan bu yana, Sevr Paçavrasını yırtıp attığımızdan bu yana kuyruk acısı taşıyan, bu kuyruk acısıyla hain BOP planı çerçevesinde Türkiye halkına Yeni Sevr’i dayatan ABD-AB Emperyalistlerinin, bu amaçla iktidara getirdikleri Muviye-Yezid, CIA-Pentagon İslamcısı, din alıp din satan Tefeci-Bezirgan Sermaye’nin iktidardaki temsilcisi Ortaçağcı AKP’giller’in Diyanet İşleri Başkanıdır. 

Bildiğimiz gibi, ABD-AB Emperyalistleri, 1950’lerden bu yana, emperyalist çıkarları doğrultusunda ülkemizi sömürebilmek için Antika-Modern Parababalarıyla işbirliği yaparak, onların siyasi temsilcilerini iktidara taşımıştır. O günlerden başlayarak Laik Cumhuriyet’in Laik ve Bilimsel Eğitime yönelik kazanımları Köy Enstitüleri’nin kapatılması, İmam Hatiplerin açılması ve  çoğaltılması ile hız kazanmıştır. En son AKP’giller tarafından yürürlüğe konulan 4+4+4 Kesintili Eğitim modeli ile de eğitim kurumlarımız Peşaver Medreseleri’nden farksız hale getirilerek Laik ve Bilimsel Eğitimin son kırıntılarının da ruhuna fatiha okunmuştur.

Ama Ortaçağcı gerici Tefeci-Bezirgân Sermayeye örgün eğitim yoluyla yapılanlar yetmiyor! Vurgunlarını-talanlarını sürdürebilmek; halkımızın, onların sürdürdükleri soygun düzenini, yaptıkları ihanetleri, kamu malı yiyiciliğini görebilmelerinin, hesap sorabilmelerinin önünü hepten kesmek gerekiyor. Bu nedenle de çocuklarımızın, gençlerimizin her alanını çepeçevre Siyasal İslam ile kuşatmak, akıllarını, beyinlerini yakacak rahle-i tedrisatı tamamlamak gerekiyor.  AKP’giller bu amaç doğrultusunda, yapmak istediklerini açıkça da söyletiyor Diyanet İşleri Başkanına: Camiler okul olmalı diyor!

Biz Halkçı Kamu Emekçileri, örgütlü donanımlı, bilinçli bir kişinin 100 kişiden büyük olduğunun inancıyla çocuklarımızı, gençlerimizi bu Ortaçağcı gerici karanlığa teslim etmeyecek, mücadelemize, karalılıkla devam edeceğiz.

Bu mücadelenin, ilericilikle gericiliğin, artı değeri sömüren Parababaları ile alınteri ile üretenlerin mücadelesi, yani sınıflar savaşı olduğunun bilincindeyiz.

Yarınlarımız olan çocuklarımıza insanca yaşanabilir bir ülke, onurlu bir gelecek kurabilmenin yolunun bu savaştan; İkinci Kurtuluş Savaşı vermekten  geçtiğinin de bilincindeyiz.  

 Halkçı Kamu Emekçileri olarak çocuklarımıza sözümüzdür: Bu savaşta yer alacak, onlara güneşli bir ülke bırakacağız. 19.11.2022

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: