30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 99. yıldönümünde bir kez daha haykırıyoruz!  Yurdumuzu talan eden, halkımızı iliklerine kadar sömüren emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine karşı yine savaşacağız ve sonunda yine biz kazanacağız

30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 99. yıldönümünde bir kez daha haykırıyoruz! Yurdumuzu talan eden, halkımızı iliklerine kadar sömüren emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine karşı yine savaşacağız ve sonunda yine biz kazanacağız

 

On binlerce yıldır insanlığa yurt olmuş güzel Anadolu’muzun bizim olduğu, 30 Ağustos 1922’de birkez daha kanıtlandı. Batılı emperyalistlerin desteğini arkasına alarak “Megali Idea” larının yani büyük ideallerinin peşinde koşan Yunan Ordusu, 26 Ağustos 1922’de Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in önderliğindeki ordumuzun başlattığı Büyük Taarruz ile birlikte hezimete uğramış ve 30 Ağustos’ta kesin olarak yenilmiştir.

Bu zafer elbette tesadüf olamaz. Anadolu Halkı kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla elde ne varsa yurdun dört bir yanında işgallere karşı çıkmış, gözünü budaktan sakınmadan canı pahasına yıllarca savaşmıştır. Ayrıca emperyalist haydutların korkulu rüyası Devrimler Kartalı Lenin Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mıza en büyük desteği vermiştir. Atamız Mustafa Kemal’in askeri dehası ve muhteşem kararlılığı, Halkımızın bağımsızlık sevdası ile birleşince bu en büyük zafer kaçınılmaz olmuştur. Tabii emperyalist haydutların korkulu rüyası, Devrimler Kartalı Lenin’in önderliğindeki Sovyetler Birliği’nin halkımızın verdiği antiemperyalist mücadeleye desteği, bu zaferimizde çok önemli rol oynamıştır.

Binlerce yiğit insanımızın ölümüne, yaralanmasına, kaybolmasına neden olan bu zafer, emperyalistlerin hala unutamadıkları belki de en büyük kuyruk acılarıdır. Çünkü bu zafer, mazlum uluslara en kötü şartlarda bile çaresiz olunmadığını göstermiş ve emperyalist işgallere karşı direnenlerin, savaşanların umutlarını yeşertmiştir.

Ancak o günden bugüne, önceleri yavaş yavaş ve sinsice, son 22 yıldır yerli işbirlikçi AKP’giller eliyle ve neredeyse açıktan açığa gitgide artan bir hızla ülkemiz ABD AB Emperyalistleri’ne teslim edilmektedir. Laik Cumhuriyet’imizin tüm kazanımları elimizden alınırken, halkımız karanlık Ortaçağ çukurlarına sürüklenmektedir. Ülkemizi bir Irak, bir Suriye, bir Afganistan yapmaya, Talibanlaştırmaya çalışmaktadırlar.

Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine, ordumuza, eğitimimize, sağlığımıza, doğamıza en acımasız, en hilekar, en namussuz yollarla saldırılmaktadır. Kendilerinin yedi sülalelerine yetecek hırsızlıkla elde edilmiş servetlerine karşılık; halkımız açlıkla, yoksullukla, eğitimsizlikle terbiye edilmekte, ses çıkaramaz hale getirilmekte. Gençlerimiz işsiz, umutsuz! Kadınlarımız, çocuklarımız tacizler, tecavüzler, katliamlar yaşamakta! Okullarımız Peşaver Medreselerine çevrilmekte! Sağlık gün be gün pahalanmakta, ulaşılmaz hale gelmekte! Ormanlarımız cayır cayır yakılmakta. En ufak derelerimiz bile türlü şekillerde zapt edilmekte. Koskoca dağlarımız is makinaları altında ufalmakta. Rantta, talanda sınır yok. Memleketin her bir köşesi işgal altında !!

İşte bu elim ve vahim koşullarda biz Halkçı Kamu Emekçileri vazifeye atılmak için buradayız!

Mustafa Kemal’in gerçek devamcıları, “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek yeğdir” diyen Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce kızları ve oğulları olarak tüm devrimci bilinç ve sevincimizle görevimizin başındayız!

Ne Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızı unutacağız ne de ikincisine girişmekten korkacağız !

Yine savaşacak ve yine biz kazanacağız !

Yaşasın 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız !(30.08.2021)

Halkçı Kamu Emekçileri

 

Sosyal Medyada Paylaşın: