AKP’gillerin MEB’deki Ortaçağcı uygulamaları hız kesmiyor!

AKP’gillerin MEB’deki Ortaçağcı uygulamaları hız kesmiyor!

3 Mart Devrim Yasaları’nın ve Laikliğin öneminden bahsettiğimiz bu günlerde, AKP’nin Ortaçağcı Şeriatçı Bürokratları, gerici politikalarına hız kesmeden devam ediyorlar. Şimdi de pis ellerini yine küçücük yavruların tertemiz zihinlerine uzatıyorlar. Okul öncesi çocuklara Kuran öğretme kılıfı altında Milli Eğitim Müdürlükleri ve Müftülükler protokoller imzalayarak küçücük beyinleri daha taptazeyken CIA İslamı’yla, safsatalarla doldurmak için birbirleriyle yarışır hale geldiler.

Milli Eğitim Bakanlığı’nı tarikatlar yuvası haline getiren AKP’gillerin, liyakat ile değil biat usulüyle seçtiği bürokratları, gericilikte sınır tanımıyor. Daha önce Malatya ve Edirne gibi illerimizde yapılan, Milli Eğitim Müdürlükleri ve Müftülüklerce imzalanan “Okul Öncesi Eğitimi Protokolü” 1 Mart 2021 tarihinde İzmir İl Milli Eğitimi tarafından anaokulu, ilkokul, ortaokul, imam hatipler ve tüm liselere dağıtılacak şekilde gönderildi.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir İl Müftülüğü arasında imzalanan işbirliği protokolü ile; “İl genelinde ihtiyaç duyulan ve öğrenci velilerince talep edilen temel eğitim, İmam Hatip Okulları ve okul öncesi eğitim kurumları bünyesinde 4-6 yaş Kuran kursu açmak” istediklerini, bunu da okullar, idareciler ve öğretmenlerin eliyle velilere dayatarak yapacaklarını açıkça dile getiriyorlar.

Tüm eğitimcilerin bildiği gibi, Piaget’nin bilimsel sınıflandırmasına göre, 4-6 yaş arası okul öncesi grubunda olan çocuklar, işlem öncesi dönemdedir. 6-11 yaş arası olan çocuklar ise somut işlemler dönemindedir. Yani bir çocuk 11 yaşına kadar somut olayları algılar ve anlamlandırır. Kuran öğretimi gibi soyut bilgiler, çocuğun kafasını karıştırmaktan, onu bilinmezliklerle korkutmaktan başka bir işe yaramayacağı gibi, bilişsel ve duyuşsal gelişimini tahribata uğratır. Çocuğun ileriki yaşantılarında saplantılı davranışlar göstermesine, davranış bozukluklarına sebep olabilir. Nitekim okulöncesi döneminde bu türden Ortaçağcı uygulamaların yapıldığı kurumlardaki çocuklarımızın gece kabusları gördükleri, tuvalete yalnız başlarına gitmekten korktukları haberleri basında sıkça yer almıştı. Ama AKP’gillerin istediği de tam olarak budur. Onlar merhamet, vicdan, insan sevgisi, doğa ve hayvan sevgisi, vatan sevgisi, adaletli olmak gibi kavramlardan olabildiğince uzak dururlar. Yaşantılarından uzaktır bu kavramlar. Onların inandığı Para Tanrısı bu değerlerin hakim olmasına izin vermez, varlığına tahammül etmez. Çevrelerinde kendilerine “biat!” edecek garibanlar ararlar. Kendi Bakanları bile itiraf etmişti zamanında “Bize oy veren kitle cahil” diye…

İşte böyle böyle cehaleti yaymak adına, kindar dinci bir nesil yetiştirmek adına, küçük yavrularımızın da karşısına çıktılar sonunda. Tüm lise ve ortaokulları imam hatipleştirmek yetmedi, okul öncesi çocukları da, kendi gerici ağlarına hapsedip, tüm okulları Peşaver Medreselerine döndürmek aşkıyla yanıp tutuşuyorlar.

Eğitim Fakültelerinden,  Eğitim Fakültelerinin Temel Eğitim Bölümlerinden tüm bu yapılanlara karşı ses yükseltilmemesi, bilimsel karşı duruş olmaması işin daha da acınası tarafı. Akademisyenler, küçücük çocuklara yapılan bu bilim dışı uygulamanın karşısında olmak zorundadır. Yürüttükleri görevin sorumluluğu, bilim insanı sorumluluğu bunu yapmalarını gerektirir. Fakat belli ki onların da yürekleri yok. “Küçücük çocuklara bunu yapamazsınız” diyecek cesaretleri yok.

Ama diğer taraf yani AKP’gillerin yandaşı, bilimle, laiklikle arası olmayan “akademisyenler” boş durmuyor tabi. Daha önce bu uygulamayı yapan illerde çalışan AKP’gillerin softa akademisyenleri, Kırıkkale’de 2020 yılında yaptıkları araştırmada ne diyorlar bakalım:

“İlahiyat Fakültesi, İlitam (İlahiyat lisans tamamlama uzaktan eğitim programı), Ön lisans İlahiyat ve İmam-Hatip Lisesi mezunu olup Halk Eğitim Merkezi, üniversitelerin uzaktan eğitim merkezleri, Başkanlık tarafından düzenlenen programlardan sertifika alan öğreticiler bu kurslarda görev yapmaktadır. Ayrıca velilerin çocuklarının okula hazırlanması yönünde taleplerinin olduğu, kurstan mezun olup ilkokula başlayan öğrencilerin akademik başarı gösterdikleri tespit edilmiştir. Bu başarıya öğreticilerin bireysel gayretleri ile ulaşıldığı, kursu müfredatında çocukları okula hazırlayıcı içerik olmadığı belirlenmiştir.” Yani diyor ki çocuğunuzun okul öncesi eğitim kurumundan hizmet almasına gerek yok. Bizim hali hazırda “din eğitimi” öğreticilerimiz, ki bunu CIA İslamı’nın eğitimini verecek CIA İslamı’yla doktrine edilmiş öğrenciler diye okumak gerekir, bu işi gönüllü yapıyor diyor. Niyetlerinin ne kadar alçakça olduğunu, tazecik beyinleri, akıl dışı, bilim dışı safsatalarla doldurarak düşünemeyen, sorgulamayan kindar nesiller yetiştirmek istediklerini bildiriyorlar.

Çocuklarımıza, Muaviye-Yezit günümüzdeki adıyla CIA-Pentagon İslamı’nın bilim dışı, ahlak dışı anlayışını enjekte edemezsiniz.

Çocuklarımızı, kindar ve dindar bir nesil yetiştirme çabalarınıza kurban edemezsiniz.

Ettirmeyeceğiz.

Amaçlanan uygulama çocuk haklarına, pedagoji bilimine, bilimsel eğitim anlayışına, laiklik ilkesine ve Öğretim Birliği yasasına aykırıdır.

Eğitimi dini kurallara göre yönetip okullarımızı Peşaver Medreselerine döndürmenize izin vermeyeceğiz.

Çocuklarımızı size yedirmeyeceğiz.

Halkımızı Ortaçağ Karanlıklarının dehlizlerine mahkûm etmenize izin vermeyeceğiz.

Siz de yaptıklarınızın hesabını er geç vereceksiniz. (06.03.2021)

 

 Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: