Laiklik Olmadan Bilimsel, Demokratik Eğitim Olamaz!

Laiklik Olmadan Bilimsel, Demokratik Eğitim Olamaz!

Aydın İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan öğretmen, 15 Kasım günü açık öğretim imam hatip lisesi 9/C sınıfının dersine girdi. Sınıftaki öğrencilerin 3’ünü sarıklı olduğu için uyardı. Yönetmeliğe uygun olmadığını belirtti. Fakat öğrencilerinden biri bu uyarının üzerine: “Sen benim sarığımı çıkaramazsın. Kadın başına konuşma, zaten saçını başını açıp gelmişin, kadın- madın demem döverim”diyerek öğretmenin üstüne yürüdü. Diğer öğrencilerin müdahale ettiğinde ise aynı öğrenci:” Eğer Müslüman iseniz karışmayın. Siz bunları bilmezsiniz, bunların dedeleri bizim dedelerimizi astı”dedi. Olay sonrası öğretmen dilekçe vererek şikayetçi oldu (https://odatv4.com/imam-hatip-ogrencisinden-ogretmenine-sacini-basini-acip-gelmisin-kadin-madin-demem-doverim-20112036.html).

Peki bu duruma nasıl geldik? ABD-AB emperyalizmi yapımı “Yeşil Kuşak” projesiyle birlikte her türlü olanağa kavuşan Ortaçağcı Gericilik yurtları, okulları, dershaneleri ile yurdun her köşesini işgal etti. Çocuklarımız-Gençlerimiz tarikatların-cemaatlerin eline düşürüldü. Böylece tertemiz ve gencecik beyinleri yıkadılar ve kendi emelleri uğruna kullandılar!

2002 yılında Akp’nin iktidar olmasıyla beraber proje daha da hızlandırılmış oldu. İlk ve en önemli mesele tabii ki “Laiklik” idi! Her söylemlerinde ve eylemlerinde buna vurgu yaptılar. İdeolojisi din bezirganlığı olan Tefeci-Bezirgan sermayenin iktidardaki temsilcisi AKP’giller, bitmek bilmez bir “türban” tartışmasını başlattılar sözde “demokrasi ve özgürlük” naraları atarak. Kendisine “solcu” diyen birçok “sahte  solcu” parti – sendika ve hareket de bu Ortaçağcı gidişe “özgürlük ve demokrasi!” adına destek verdi. Bu destek nasıl mı oldu? Bir kaç örnek yalnızca: İstanbul’da Üniversite kapılarında Ortaçağcılarla el ele “Türbana Özgürlük” eylemleri yapıldı. Y-CHP’nin  TESEV’ci Başkanı Kılıçdaroğlu: “Ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Eğer tehlikede dersek bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem.” açıklamasını yaptı.(22.09.2010 Hürriyet) Laiklikle ilgili bir tehlikenin olmadığını,  hayal görüldüğünü söyleyip durdular. Bu şekilde her dönüm noktasında yanlarında oldular. Bu Ortaçağcı, Mustafa Kemal, Cumhuriyet ve laiklik düşmanı güçler bu noktaya nasıl geldi sanıyorsunuz?

Bu desteğin hızı ile önce üniversitelerde “türban” serbestliği geldi. Daha sonra da 4+4+4 kesintili eğitim uygulaması yoluyla  ve “kıyafet serbestliği” maskesi ile Ortaçağcı gidişin önündeki engeller bir bir kaldırıldı. İşte tüm bunların sonucunda da Ortaçağcı Gericilik eğitimin her aşamasını sardı. Gerici saldırıların haddi hesabı yapılamaz oldu ve eğitimde “Laiklik” ilkesi nerdeyse geri döndürülemez bir biçimde silinmiş oldu!

Halkçı Kamu Emekçileri olarak biz  laikliğin gerçek savunucusuyuz. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki, laiklik olmadan demokrasi olmaz, laiklik olmadan özgürlük olmaz, laiklik olmadan bilimsel eğitim olmaz.  Cumhuriyetin ilk dönemlerinde laiklik maddesi görüşülürken  gerici bir milletvekili “laiklik de  nedir?” diye alaycı bir  söz söyleyince  Mustafa Kemal  masaya yumruğunu vurarak vekilin sözünü kesmiş ve “ laiklik adam olmaktır, adam!” demiştir.

Dolayısıyla laiklik bugün için de “adam olmaktır.”

 

Bizler Halkçı Kamu Emekçileri olarak laik, bilimsel ve parasız eğitimi savunmaya ve kazanıncaya kadar bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz! (21.11.2020)

Ortaçağcı Gericiliğe Hayır!

Yaşasın Demokratik, Laik, Bilimsel ve Parasız Eğitim Mücadelemiz!

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
eğitim Laiklik