19 Mayıs 1919’da yakılan 1. Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’ın meşalesi, sosyal kurtuluş ile taçlanacak İkinci Kurtuluş Savaşı’mıza ışık tutuyor!

19 Mayıs 1919’da yakılan 1. Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’ın meşalesi, sosyal kurtuluş ile taçlanacak İkinci Kurtuluş Savaşı’mıza ışık tutuyor!

Yıl 1919.

Ülkenin bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş. Yıllarca savaşmaktan yorgun düşen halkımız, bir yandan Emperyalistlerin zulmü altında inim inlerken, diğer yandan da Emperyalistlerle işbirliği yapan Tefeci-Bezirgân sermayenin o günkü temsilcileri Vahdettin’lerin, Damat Ferit’lerin, Nemrut Mustafa Paşa’ların, Ali Kemal’lerin, Rıza Tevfik’lerin, Sait Molla’ların, Abdullah Cevdet’lerin, Dürrizade’lerin hıyaneti ile karşı karşıya kalmıştı.

İngiliz Emperyalizminin buyruğu ile Saray, Mustafa Kemal’e, Samsun’a gidip Rum çeteleri ile mücadele eden halkın elindeki silahları toplama görevi vermişti. Emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerin planlarına karşı olduğunu her fırsatta dile getiren Mustafa Kemal ise, yüreğinde yanan bağımsızlık ateşi ile 1. Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı başlatmak için 16 Mayıs 1919’da Galata Rıhtımı’nda Bandırma Vapuruna biner.

Mustafa Kemal, İtilaf devletleri subaylarının gemide silah ve cephane araması üzerine arkadaşlarına dönüp, Dolmabahçe önlerinde demirli yabancı zırhlıları göstererek şöyle der: “Bu sersem adamlar işte böyle… Yalnız demire ve silah gücüne dayanırlar. Maddeden başka bir şey bilmezler. Bağımsızlık ve özgürlük uğrunda savaşa kararlı bir ulusun kudret ve gücünü anlamaktan acizdirler.”

Mustafa Kemal, bu koşullarda Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımızın meşalesini, “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarıyla 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkarak yaktı. Dışarıda Emperyalist Yedi Düvele karşı savaşırken, içeride Saltanata ve Hilafete karşı mücadele verdi. Ve bu mücadele, tüm dünya halklarına örnek ve umut olacak bir zaferle taçlandı. Dünyada emperyalizme karşı kazanılan ilk bağımsızlık savaşı oldu.

Ve o günden bu yana dünya halklarının başdüşmanı Emperyalist Haydutlar unutmadılar uğradıkları bu bozgunu. Hep fırsat kolladılar yeniden kıskıvrak kuşatabilmek, yeniden sömürgeleştirebilmek için.

Ve ne yazık ki 1950’li yıllardan bu yana ülkemiz yeniden Emperyalizmin, ABD-AB Emperyalizminin sultası altında inim inim inlemekte. Onların belirledikleri, iktidara taşıdıkları hain işbirlikçileri yönetmekte ülkemizi. Lloyd George’un, Lord Curzon’un, Vahidettin’in, Damat Ferit’in, Dürrizade’nin, Nemrut Mustafa’nın torunları eliyle, Kurtuluş Savaşı’mız ile yırtıp attığımız Sevr paçavrası  BOP adı altında yeniden önümüze konmakta.

Bu yüzden emperyalist çakallar ve iktidara getirdikleri yerli işbirlikçileri, 19 Mayıs’ları unutturmaya, toplumsal belleğimizden silmeye çalışmaktadırlar. 19 Mayıs’lar onların korkulu rüyasıdır. Çünkü 19 Mayıs emperyalizme karşı topraklarımızda kıvılcımlanan ve tüm mazlum uluslara sıçrayan bağımsızlık ateşidir. Ve o ateş hala yanmaya devam etmektedir.

İşte bu yüzdendir 19 Mayısların, 30 Ağustosların, 23 Nisanların, 29 Ekimlerin yasaklanması, unutturulmaya çalışılması. İşte bunun içindir, bu yıl da Koronavirüs bahanesiyle, sokağa çıkma yasaklarıyla, emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine karşı tokat gibi patlayan bağımsızlık günlerimizin yasaklanması.

Koronavirüs bahane, sömürü şahane diyor Parababaları düzeni işçi, emekçi yoksul halkımıza. AVM’ye gitmek serbest, tehlikesiz; ama bağımsızlık zaferimizin kutlanması tehlikeli! Sağlığa zararlı!

Kimlerin sağlığına zararlı?

Yerli-yabancı, Antika-modern Parababalarının sağlığına zararlı tabii ki!

Salgın sürecinde talanlar, vurgunlar, hukuksuzluklar hız kesmeden sürüp giderken, ülkemizin her karış toprağı peşkeş çekilirken, halkımız açlıkla boğuşurken bunları eleştirenler, haber yapanlar ve sosyal medyada paylaşanlar gözaltı ve tutuklanma silahlarıyla susturulurken, Mustafa Kemal’in şu sözleri yankılanıyor yeniden: “Geldikleri gibi giderler”

Bizler, Mustafa Kemal’in  “Ya İstiklal Ya Ölüm” sözünü kendilerine şiar edinmiş İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız. Bağımsızlık bayrağını yeniden dalgalandırana, Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşımızı nihai sonucuna ulaştırıncaya, yani Sosyal Kurtuluşla taçlandırıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. (19.05.2020)

Yaşasın tam Bağımsız Türkiye Mücadelemiz!

 

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: