Milli Eğitim Bakanlığı Ne Yapıyor?

Milli Eğitim Bakanlığı Ne Yapıyor?

MEB’in  Suriyeli çocukların entegrasyonu vb sorunlarını gidermek için 1-7 Martta Antalya’da 5 yıldızlı bir otelde çalıştay yapacağı haberi basında yer aldı (https://www.yenicaggazetesi.com.tr/meb-bes-yildizli-otelde-suriyeli-cocuklari-konusacak-266509h.htm).

Ülkemizin birçok köyünde, ilçesinde öğrencilerimiz; yağmur, kar, soğuk demeden; dağ, taş, çamurlu yol dinlemeden, derme çatma köprülerden, yollardan, köprüsüz nehirlerden köylünün yaptığı sallarla geçerek okullarına ulaşmaya çalışırken, MEB yarınların sahibi olacak çocuklarımızın bırakalım sağlıklı bir okulda öğrenim görmesini, sağlıklı bir şekilde okuluna ulaşımını çözmek için adım atmıyor. Sadece uzak il ve ilçelerde mi yaşanıyor bu sorunlar? Hayır değil! Büyük illerde de çocuklarımızın okullarına rahat, güvenceli ve sağlıklı ulaşabilmesi için MEB adım atmıyor, çözüm üretmiyor.

MEB’in, çocuklarımızın kalabalık olmayan sınıflarda, tertemiz, sağlıklı bir ortamda okumaları için bir attığı adım görülmüyor.

MEB, okullarımızda fen, matematik, sosyal bilimler laboratuarları,  Türkçe dil sınıfı, resim, müzik atölyeleri, spor salonları ve yeşil alanlar yapılması için planlamalar yapmıyor, bunlar için hedefler koymuyor ve çalıştay yapmıyor.

MEB, halkımızın eğitim alanındaki feryatlarına da kulaklarını tıkıyor.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanan, kızını okutamayacağı için intihar ediyor pazarcı Hikmet Aslan’ı,

Çocuğuna okul pantolonu alamadığı için intihar eden İsmail Devrim’i görmüyor MEB.

Adana’da geçimini ayakkabı boyacılığı yaparak sağlayan bir babanın engelli 21 yaşındaki kızı üniversiteyi kazanıyor ve okuyabilmek için Valiye yalvarıyor, “beni okutun, olmadı bana yurt sağlayın” diye.

İşte Milli Eğitim Bakanlığı bunları hiç görmüyor, duymuyor!

Bunlar için üstelik, paralar harcayıp çalıştaylar düzenlemeye de gerek yok. Yapılacak belli, halkın aktardığı kaynakları halk için kullanacaksın, merkeze insanın eğitimini koyacaksın, bu kadar basit.

Ama MEB bunları görmüyor, bu sorunları dert etmiyor, ülkemizin geleceği “Suriyeliler” için canhıraş çaba sarf ediyor.

MEB’in Suriyeli Çocuklar için kaç yıldızlı otelde çalıştay düzenliyor olmasının hiçbir önemi yok. Otel olmayabilirdi, herhangi bir okulumuzun bir salonu olabilirdi, başka bir bakanlığın konferans salonları olabilirdi. Sorun, sen daha kendi çocuklarının eğitim ve öğrenim sorunlarını halledememişsin kalkıyorsun Suriyeli Mültecilerin çocuklarının adaptasyonunu çalıştaylar düzenliyorsun. Emekçi halkımızın çocuklarının adaptasyonu için hiçbir şey yapmayan MEB, AB-D Emperyalistlerine şirin gözükebilmek, Kaçak Saraylı Reisinin gözüne girebilmek, Onun gönlünü edebilmek için Suriyeli kaçakların çocukları için çalışmalar yapıyor.

Kamuoyuna yansıyan bu haberler şöyle:

“Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Suriyeli çocukların adaptasyonu ile ilgili çalıştay düzenleme kararı aldı.  1-7 Mart tarihleri arasında Antalya’da yapılacak çalıştayın ihale ilanında  “Denize sıfır ve 5 yıldızlı bir otelde yapılması” şartı bulunuyor.

İKİ TOPLANTI YAPILACAK

“Yaz Dönemi Erken Çocukluk Eğitimi Programları Revize Çalıştayı” adı verilen toplantı 2 bölümden oluşacak.

Sözcü gazetesinden Deniz Ayhan’ın haberine göre, Suriyeli çocukların adaptasyonunun görüşüleceği toplantıların ilki Antalya’da 1-7 Mart günleri yapılacak. Bu toplantı için ihaleye çıkan MEVİ toplantının Antalya Serik veya Kemer ilçelerinde “Beş yıldızlı denize sıfır otelde” yapılması şartını koydu.

Buna göre çalıştay, “Her şey dahil” konseptinde ve alkolsüz olacak. 25 kişiden oluşan MEB bürokratları, tek kişilik odalarda 6 gece konaklayacak. Çalıştayın ikinci bölümü ise 15-21 Mart tarihleri arasında Ankara’da 5 yıldızlı otelde yapılacak.

Millî Eğitim Bakanlığı, 2018 yılında da 22 Ocak – 9 Şubat tarihleri arasında Antalya Belek’de “Suriyeli Çocuklann Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi” konulu benzer bir çalıştay düzenlemişti. MEB, bu organizasyon için de 5 yıldızlı otel ile ‘her şey dahil’ konseptini tercih etmişti. 15 gün süren programa 60 kişi katılmış ve otel ile yol masraflarına toplam 7 milyon 469 lira ödenmişti.” (https://www.yenicaggazetesi.com.tr/meb-bes-yildizli-otelde-suriyeli-cocuklari-konusacak-266509h.htm)

Eğitim sistemimizin, MEB’deki bürokratların halini ne kadar da güzel yansıtıyor. Muaviye-Yezit İslam’ının, günümüzdeki adıyla CIA İslam’ının Eğitim alanına yansımaları bütün bunlar. Müslümanlığa, daha doğrusu AKP’gillerin Müslümanlığına, yani CIA Müslümanlarına bakar mısınız? İsrafın, şatafatın bini bin para ama hafızlar içki olunca aman günaha gireriz, haram.

Bu durum MEB’de ne yazık ki ilk değil, 2016 dan bu yana Suriyeli çocukların, eğitmenleri, kıyafetleri, yemekleri, servisleri için yandaşlarına yolsuzluk yapımında tanınmayan tolerans kalmamış ne yazık ki.

MEB ve bağlı MEM 2016’dan bugüne kadar onlarca ihale adı altında, Suriyeli çocuklar için milyonlarca para harcamış. Harcanan bizim paralarımız. Ceplerinden ödemiyorlar. O yüzden çok rahatlar. Bu ihaleleri de hep kazanan nedense AKP’gillere yandaş şirketler. Yiyeceksek de, çalacaksak da, harcayacaksak da, yolacaksak da hiç olmazsa alnı secdeye değen “Müslüman”lar dan olsun anlayışındalar.

Emekçi Halkımızın alın terinden, emeğinden hazineye akıtılan vergileri çocuklarımıza harcamıyorsunuz, kendiniz gibi CIA İslamcıları yetiştirmek için okullarımızı Peşaver Medreselerine dönüştürmek için kullanıyorsunuz. Eğitim-Öğretimi Ensar, TÜGVA v.b. vakıflara, ortaçağcılığın resmi adı Diyanete, Tarikatlara, Cemaatlere havale ediyorsunuz. Çocuklarımızın ruhlarını satın almak, geleceklerini çalmak için, Laik eğitimin, aklın, bilimin, sağlıklı bireylerin yetişmesinin önünü kesiyorsunuz, böylelikle de sağlıklı bir toplumun gelişmesini engelliyorsunuz.

Öğreniyoruz ki, bu tür vurgun organizasyonları için yapılan ihale sayısı 141. Son 18 yıldır neredeyse bütün ihalelerde olduğu gibi bu ihalelerde kamuya kapalı. Tabiî ki her şeyi herkesin bilmesi gerekmiyor. Zararlı bu tür bilgiler. Bilmeyeceksin, görmeyeceksin, duymayacaksın. Bilirsen, görürsen, duyarsan soracaksın, bu kaynaklar okullarımız için kullanılamaz mıydı, ataması yapılmayan öğretmenlerin çocuklarına kavuşması için kullanılamaz mıydı diye. İşte bu sorulara muhatap olmamak için, daha doğrusu bu soruları soranı belirli bir sayıda kalmasını sağlamak için halkımızdan kaçırıyorlar, yedikleri haltları.

Ülkemizde sayıları resmi rakamlara göre bile 5 milyonu bulan Suriyeli Mülteciler sorunu Emperyalistlerin BOP’unun bir sonucudur. Bu Emperyalistlerin BOP’una AKP’gillerin Eşbaşkan yapılmasının sonucudur. AKP’giller bütün şürekasıyla bu “kutsal” görevlerini ifa etmektedirler. Bu görevlerini ifa ederken çocuklarımızın geleceği çalınmış, Lâik Cumhuriyet yok edilmiş, faşist din devletine dönüştürülmüş, ülkemiz ortaçağın karanlıklarına sürüklenmiş ne gam. Dertleri, düşlerini kurdukları ümmetçi toplum için dindar ve kindar nesil yetiştirmek.

Ama nafile. Bu halk Emperyalist Yedi Düvelin ve yerli satılmış Ortaçağcıların düşlerini karabasana dönüştüren bir halk. Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyeciler önderliğinde dünyada ilk olarak Emperyalistlere karşı zafer kazanan bir halk. Sanmasınlar ki AB-D Emperyalistleri ve onlara hizmetkarı yerli satılmışlar bu devran hep böyle istedikleri gibi dönecek. Nasıl bundan 90 yıl önce bozguna uğradılarsa İkinci Kurtuluş Savaşımızla da Emperyalistleri ve yerli ortaklarını bu sefer bir daha gelmemek üzere tarihin çöplüğüne göndereceğiz.

İkinci Kurtuluş Savaşçısı biz Halkçı Bilim Emekçileri olarak çocuklarımıza sözümüzdür, bu ülke sadece sizin gülüşlerinizin, kahkahalarınızın duyulacağı ülke olacaktır. (04.02.2020)

Halkçı Eğitim ve Bilim Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: