MEB, sınavla öğrenci alacak okullar için başvuru kılavuzunu yayınlayarak Dindar ve Kindar Nesiller yetiştirme hedefini bir kez daha ilan etmiştir

MEB, sınavla öğrenci alacak okullar için başvuru kılavuzunu yayınlayarak Dindar ve Kindar Nesiller yetiştirme hedefini bir kez daha ilan etmiştir

MEB sınavla öğrenci alacak ortaöğretim kurumlarına ilişkin merkezî sınav başvuru ve uygulama kılavuzunu 10.04.2018 tarihinde yayınladı.

Merkezî Sınav başvuruları isteğe bağlı olup sınava katılmak isteyenler, başvurularını 11-18 Nisan 2018 tarihleri arasında elektronik ortam üzerinden öğrenim gördükleri okullara yapacaktır. Sınav 2 Haziran 2018, sınav sonuç ilanı ise 22 Haziran 2018 tarihinde yapılacaktır

Sınav, 8’inci sınıf öğretim programları esas alınarak yapılacaktır. Sınav, iki bölüm hâlinde uygulanacak, çoktan seçmeli 90 soru sorulacak ve aynı gün yapılacaktır.

Birinci bölüm, 50 soruluk sözel alandan oluşacaktır.  Bu bölümde 20 Türkçe, 10 T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 10 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 10 Yabancı Dil sorusu yer alacak ve süresi 75 dakika olacaktır. İkinci bölüm ise 40 soruluk sayısal alandan oluşacaktır. Bu bölümde, 20 Matematik, 20 Fen Bilimleri sorusu yer alacak  ve sınav süresi 60 dakika olacaktır. Sınav ile ilgili bu genel bilgileri verdikten sonra, asıl soruna yani Merkezi Sınavla Öğrenci Alan Ortaöğretim Kurumları tablosuna değinelim.

Sınavla öğrenci alacak Anadolu Lisesi tablosunda Türkiye genelinde çok büyük adaletsiz dağılım yapılmıştır. Örneğin tabloda 370.000 nüfuslu Gebze, 340.000 nüfuslu Tarsus, 260.000 nüfuslu İnegöl, 273.000 nüfuslu Çorlu’da sınav ile öğrenci alan Anadolu Lisesi yer almamaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, bu durumda olan ilçe ve merkezlerde ikamet eden öğrenciler ne yapacaktır? Aslında daha önce Anadolu Lisesi olarak eğitim veren birçok başarılı Anadolu Lisesi bu tabloda yer almamaktadır.

AKP’giller bu tabloda bilerek ve isteyerek sınavla öğrenci alan Anadolu Liselerini sınırlı tutmuşlardır. Bundaki amaç öğrencilerimizi dört bir yandan kuşatarak onları sürek avındaki hayvan örneğinde olduğu gibi tek kaçış noktası olan İmam Hatip Liselerine mahkûm etmektir.

Bu yolla,  yaratmak istedikleri dindar ve kindar nesillere ulaşmanın son taşlarını da döşemişlerdir. Yayınlanan bu tablo sonrası halkımız şu sonuçlarla karşı karşıya kalmaktan kurtulamayacaklardır. Tabii biz söz konusu tespitleri halk çocukları için yapıyoruz yoksa parababalarının çocukları için bu tablonun hiçbir önemi yoktur onlar özel okullarda, özel öğretmenlerle çocuklarına her türlü olanağı sağlamaktadırlar.

 

1-Ekonomik olanakları varsa ikametgâhını okulun bulunduğu merkeze taşıyacaktır.

2-Ailenin ekonomik olanakları sınırlı ise öğrenci okulun bulunduğu merkeze günlük gidiş-geliş yapacaktır. Bu gidiş-gelişlerin öğrencinin psiko-sosyal gelişiminin etkilerine hiç değinmiyoruz bile.

3- Aile daha alt sosyo-ekonomik grupta ise ve öğrencisinin okumasını da istiyorsa okulun bulunduğu merkezde bir yurt bulacaktır. Aile önce devletin parasız yatılı yurtlarını deneyecek ama ne yazık ki sayıları bilinçli olarak arttırılmadığı için öğrencinin tarikat-cemaat yurtlarına gitmekten başka şansı olmayacaktır. Çocuklarımızın bu yurtlarda yaşadıkları istismar, taciz ve tecavüz olaylarını yazarken dahi elimiz gitmiyor, yazamıyoruz.

4.Yukarıdaki üç koşulu da yerine getiremeyen aileler alternatifsiz bırakılmamıştır, AKP’giller onların yerini çoktan hazırlamıştır. Bu öğrenciler Yezit-Muaviye, CIA-Pentagon İslami ile doktrine edilen İmam Hatip Liselerine yerleştirilecektir.  Sınavla öğrenci alacak Anadolu Lisesi tablosunun gizlenmek istenen ama yüzük taşı gibi açıkta olan asıl amacı da bu dördüncü maddedir.

Aslında bu tablonun çok açık bir başka anlamı ve sonucu daha var o da şöyle; bu sistemle yıllardır içini boşalttıkları sosyal devlet anlayışının son kırıntılarının da ortadan kaldırılması, eğitimin tümüyle parababalarının azgın soygun ve sömürüsüne terk edilmesidir.

Biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak AKP’gillerin açık-gizli tüm halk düşmanı uygulamalarını şimdiye değin olduğu gibi açığa çıkaracağız, teşhir edeceğiz, mahkûm edeceğiz.

Biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak inatla, inançla ve kararlılıkla bilimsel, laik, parasız eğitim mücadelemizi sürdüreceğiz.

Biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak bir kez daha bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır diye haykıracağız ve bu mücadelemizde İşçi Sınıfı bilimini kılavuz yapacağız! 12.04.2018

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: