Halkçı Kamu Emekçileri’nin Bileşik Kamu-İş’in 4. Olağan Genel Kurul Konuşmaları 2

Halkçı Kamu Emekçileri’nin Bileşik Kamu-İş’in 4. Olağan Genel Kurul Konuşmaları 2

Ercan Küçükosmanoğlu’nun 1. gün konuşması:
Sevgi ve saygı değer arkadaşlar merhabalar, Burada gördüğünüz gibi her grup konuşmuş oldu. Bende halkçı kamu emekçileri adına konuşmak istiyorum. Değerli arkadaşlar bizler, annemiz babamızda kamu emekçi mücadelesinin bir parçasıyız. Benim babam, 12 Eylül öncesinde TÖB-DER başkanlığını yapan, Köy Enstitüsü muzunu bir öğretmendi. Devrimci öğretmen kıyımında Adana’dan Erzurum’a sürülen bir emekçiydi. Bizler Cumhuriyetin başından beri bir kamu emekçisi mücadelesi sürdüren ve bu geleneği devam ettiren bir grubuz. Bugünde burada bu geleneğin devamını istiyoruz. Ne diyorduk? Eskiden TÖS kurulurken ne diyorduk? ABD ve AB emperyalizmine karşı bir sendikal mücadele, bir sınıf mücadelesi diyorduk. Bu gün iki tane sınıf var. İşçi sınıfı ve İşveren sınıfı. Bizlerin İşçi sınıfı yanında yer alan bir sınıf sendikacılığı yapmamız gerekiyor. Bunu başka türlü izah tarzı yok. Bugün yaptığımız olay nedir? Ülkemizi saran bir sarı sendikacılık faciası var. İkbal nam ün isteyen bir grup var karşımızda. Ve DİSK’e, Türkİş’e , KESK’e sirayet eden sendikamız Birleşik Kamu İşe de sirayet eden bir sarı sendikacılık anlayışı var. Nedir bu anlayış? İşte sendikacılığı salonlara hapseden bir anlayıştır bu. Bu anlayış işte huzur hakkı isteyen bir anlayıştır. Bizlerin bu anlayıştan uzaklaşması gerekiyor. 
Bugün günümüzde ortaya çıkan, ülkemizin bir İslami bir faşizme doğru gidişi var. Ortaçağcılar 1920’lerde yapamadıklarını bugün yapmak istiyorlar. Arkalarında kim var? ABD ve AB emperyalizmi var arkadaşlar. Bizi SEVR bataklığına tekrar çekmek istiyorlar. Bu gün Birleşik Kamu İş açıktan söylemelidir; Katil ABD Ortadoğu’dan Defol! Ayrıca nasıl ABD emperyalizmine karşı isek, AB emperyalizmine de açık olarak karşı çıkmalıyız arkadaşlar.  Değerli arkadaşlar Birleşik Kamu İş’in son üç yıldır yapamadığını demin arkadaşlar söyledi. İşçi sınıfının emekçi sınıfların temel davası Taksim davasıdır. Taksim’de şehitlerimiz vardır. Taksim vatandır terk edilemez.  Ve bugün Taksim mücadele edenler Halkçı Kamu Emekçileridir. Bugün Taksim için mücadele eden DİSK’e bağlı Nakliyat İş Sendikası vardır. Her yıl Taksim için mücadele etmektedir. 2013 yılından beri Taksim için mücadele edilmektedir. Birleşik Kamu İş’in yaptığı en önemli hatalardan bir tanesi de işçi sınıfı mücadelesine ve bu mücadeleyi veren Nakliyat İş’e  gerçekten sahip çıkmamaktır. Bugün üç aydır kendi işçileri olmamasına rağmen Real Market İşçilerine Nakliyat İş Sahip çıkmaktadır. Üç aydır Real Market İşçileri direnmektedir. Genel Sağlık İş ve Birleşik Kamu İş yönetimine bunu ilettiğim halde ama herhangi bir tepki alamadım. Bugün hangi direniş var Türkiye’de ? Real Market İşçilerinin Direnişi var. Hangi direniş var? Çankaya’daki Norm Altaş İşçilerinin direnişi. Bu işçilere sahip çıkmaz isek, kime sahip çıkacağız arkadaşlar? Açık bir direniş var. Ve burada işçi sınıfının yanında yer almaktan başka çaremiz yok. O açıdan Birleşik Kamu İş’i de burada göreve davet ediyorum. Ve gerçekten sınıf sendikacılığı ilkeleriyle mücadele etmek için aday olan halkçı kamu emekçilerinin hepinizin desteklemesini istiyorum. Teşekkür ediyorum.

Ercan Küçükosmanoğlu’nun 2. gün konuşması:

 Değerli Divan, Sevgili mücadele arkadaşlarım,
Sizlere Halkçı kamu emekçilerinin merkez yürütme kurulu adayı olarak bir kez daha seslenmek istiyorum. Demin burada Adnan arkadaşım söyledi, ben de burada çok yakın olduğum için söylüyorum. DİSK’e bağlı Nakliyat İş sendikası Çankaya Belediyesinde çok ciddi bir mücadele vermektedir. Çankaya Belediyesindeki Norm Altaş işçileri taşeron işçileridir. Taşeron İşçileri de diğer işçiler gibi aynı haklara sahiptir. Norm Altaş işçilerini örgütleyen Nakliyat İş burada toplu Sözleşme yapacağım diyor. Ama Çankaya Belediye başkanı, ben bunu yaptırtmam diyor. Örgütlenmiş İşçi Sınıfı arkadaşlar. Bu mücadeleye hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Birleşik Kamu İş’e bağlı Tüm Yerel Sen’in de sahip çıkması gerekiyor. DİSK’e bağlı diğer sendikaların da sahip çıkması gerekiyor. Ama maalesef dünyanın diğer tarafından, Dünya Sendikalar Konfederasyonu bu mücadeleye sahip çıkarken, ülkemizdeki sendikalar bu mücadeleye sahip çıkmıyor. Bu bir sendikalar faciasıdır arkadaşlar. Bu bir sarı sendikacılık örneğidir. Bu şunu söylemektir; işçi ile işveren uzlaşsın demektir arkadaşlar. Burada Çankaya belediyesinin zulmünü görmemektir.

Değerli arkadaşlar Birleşik Kamu İş içerisinde yapamadığımız nedir? Bir eleştiri özeleştiri mekanizması olması gerekir. Demin arkadaşlarımız bir eleştiri yapmaya çalıştı. Hemen bir tahammülsüzlük oldu. Eleştiri ve özeleştiri muhakkak yapılmalıdır arkadaşlar. Bu bizi ilerletir. Eğer bir tahammülsüzlük var ise bu bir yanlıştır. O zaman örgüt içinde niye beraber duruyoruz? Böyle olmamalı. Birleşik Kamu İş’i büyütecek olan eleştiri ve özeleştirinin doğru dürüst yapılabilmesidir. Değerli arkadaşlar siyasi meselelere gelelim. Sendika siyaset ilişkisine gelelim. “İnsan politik hayvandır” diyoruz bizler. Evet, politikayı bir tarafa atarsanız, insan sadece hayvan olarak kalır. O açıdan meselelere siyasi açıdan yaklaşmanın hiçbir engellenmesi olmamalıdır.  Sendika, Birleşik Kamu İş siyaset yasakçılığı yapamaz arkadaşlar. Bugün burada her şeyi eleştirebilmeliyiz. Ben de şu eleştiriyi yapmak istiyorum. Geçen seçimlerde, sendikamıza CHP milletvekili adayları gelmişti. Adaylar laikliğe çok sahip çıkmamıza gerek yok gibi bir yaklaşım getirdiler. Bugün laikliğe sahip çıkılmadığı için ne hallere geldik arkadaşlar?  Ortaçağcı şeriatçılık geldi, nerelere dayandı hep birlikte görüyoruz. Bizim laikliğe gerçekten sahip çıkmamız gerekiyor. Ülkemizde yıllardan beri var olan ortaçağcı sermaye, Tefeci Bezirgân sermaye vardır. 1950’de Adnan Menderes iktidara geldiğinde ne demiştir? Milletvekillerine siz isterseniz, Hilafeti bile tekrar geri getirebilirsiniz demiştir arkadaşlar. Ülkemizde her zaman ortaçağcı şeriatçılık tehlike olmuştur arkadaşlar. O açıdan laikliğe gerçekten sahip çıkmak gerekir. Bu açıdan da Devrimci Sınıf Sendikacılığını Birleşik Kamu İş’te gerçekten savunmak gerekir. Biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak bu nedenle adayız. Hepinizden oy istiyoruz. 

Sosyal Medyada Paylaşın: