10 Haziran 2025 Salı
27 Mayıs darbe değil, bir Politik Devrimdir. Jöntürk gelenekli Ordu Gençliğimizin, gerici, halk düşmanı, zalim, ABD’den bağımsız bir Bakan bile atayamayan Menderes-Bayar iktidarını alaşağı etmesidir.
O gerici Hükümet ki; daha iktidara yerleşir yerleşmez, kendilerini iktidara taşıyan ABD’ye yaranmak ve borcunu ödemek için 1350 vatan evladımızı Kore’de yok yere öldürtür. Böylece Adnan Menderes-Celal Bayar Halk çocuklarının kanlarını ellerine bulaştırır.
Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşlarının öncülüğünde, milyonlarca cana mal olmak pahasına ve Lenin önderliğindeki Sovyetler Birliği’nin büyük desteğiyle Kuvayimilliyeci Atalarımızın zafere ulaştırdığı Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın zaferinin ardından, ülkemizi ABD Emperyalizmine göbekten bağımlı kılmak için NATO’ya sokan satılmış Adnan Menderes-Celal Bayar İktidarına karşı yapılmıştır, 27 Mayıs.
Halkımız ses çıkartamasın diye “Tahkikat Komisyon’u” kurulur. Açık ihanetlerini yazan, eleştiren gazeteciler cezaevine atılır. Seçim kazanılamayan Kırşehir İlçeye dönüştürülür, İnönü’nün seçim bölgesi Malatya bölünür, Adıyaman il yapılır.
Menderesgillerin, vatana ihanetleri saymakla bitmez. Menderesgiller, muhalefeti “kin ve husumet cephesi” olarak adlandırır. Demokrat Parti sözde “Vatan Cephesi”ni kurar. Radyodan her gün “Vatan Cephesi”ne katılanların isimleri okunur. Bu isimlerin bir kısmı hayali bir kısmı da mezar taşlarındaki isimlerdir. İlginçtir, bu taciz sonucu “Ajans Haberlerini Dinlemeyenler Derneği” kurulur, vatandaşlarımız tarafından.
İşte bu şartlar altında Vatan düşmanı, Halk düşmanı, Mustafa Kemal düşmanı, hak hukuk tanımaz, gerici DP iktidarına karşı 38 Aydın, Mustafa Kemalci genç subayın kılıcını atmasıdır 27 Mayıs. Hemen ardından gelir Türkiye’nin gördüğü en demokratik Anayasası olan 61 Anayasası. İşte bu Demokratik Anayasayı ortadan kaldırmak, kazanımlarını yok etmek için tezgâhlandı 12 Mart ve 12 Eylül Faşist Darbeleri
Anayasa Mahkemesi de 27 Mayıs Politik Devrimi’nin eseridir.
Marksist Klasikler bu süreçte Türkçeye kazandırılır ve Sosyalizm artık serbestçe konuşulur hale gelir. İş Yasasında yapılan değişikliklerle İşçi Sınıfımız grev hakkına kavuşur. Bu sınırlı da olsa gelen örgütlenme özgürlüğü ortamı içerisinde, 1965’te Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), 1967’de ABD yapımı sarı gangaster TÜRK-İŞ’e karşı Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kurulur. İşçi Sınıfımızın müttefiki Aydın Gençliğimiz, dünyadaki sol rüzgarların etkisiyle ve sınırlı da olsa oluşan özgürlük ortamında 68 Kuşağı olarak tarihe geçen tüm dünya çapındaki Devrimci Kuşak içerisinde yerini alır. Denizler ve Mahirler de Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın etkisiyle kendilerini İkinci Kurtuluş Savaşçıları olarak nitelendirirler ve 27 Mayıs Politik Devrimi’ni sahiplenirler.
Türkiye Devrimin Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın dediği gibi Ordu Gençliğinin, bugün bir CIA Pentagon yapımı AKPgiller iktidarı eli ile yaptırdığı operasyonlara rağmen genç teğmenler Mustafa Kemalin askeri olmaya devam ediyorlar. Biz hep söylediğimiz gelenekler birkaç on yılda yok olmaz azalır, aşınır ama varlığı sürdürmeye devam eder.
Biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak 27 Mayıs Politik Devrimini savunacağız. ABD – AB ağzı ile 12 Mart ve 12 Eylül ile 27 Mayısı asla ama asla eşdeğer görmeyeceğiz.
Ve hep söylediğimiz gibi; 27 Mayıs, Birinci Kuvayımilliye’nin, 12 Mart ve 12 Eylül Mandacılığın devamıdır!
O bakımdan 27 Mayıs Politik Devrimi’nin yıldönümünü ne kadar kutlasak yeridir!
Yaşasın 27 Mayıs Politik Devrimi!
Yaşasın Hürriyet ve Anayasa Bayramımız!
Bağımsızlık Bizim Karakterimizdir!
Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız!
27 Mayıs 2025
Halkçı Kamu Emekçileri