Ülkeyi karanlığa boğmak isteyenler hain bir pusuya yattılar karlı bir Ankara sabahında.
Demokratik, Laik ve Tam Bağımsız Türkiye mücadelesini kalemiyle cesurca veren kalpaksız bir Kurtuluş savaşçısının hikayesi bu. Bundan tam 32 yıl önceydi…
Arabasına koydukları bombayla da Uğur Mumcu’nun bedenini bizden çaldılar belki ama düşüncelerini, Laik, Bağımsız ve Çağdaş bir Türkiye idealini asla yok etmeyi başaramadılar
“Ben Atatürkçüyüm…. Ben, cumhuriyetçiyim.. Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.” diye seslenmişti katillerine çok önceden Uğur Mumcu.
Başına gelecekleri tahmin ediyordu kuşkusuz ama hiç korkmuyordu. Vatanını sevenleri hiç bir güç korkutamaz çünkü.
“Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi… Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi…” sözlerini miras bırakan Uğur Mumcu’ya sözümüzdür:
Halkçı Kamu Emekçileri olarak;
Kanımızın son damlasına kadar Laik Türkiye Cumhuriyetini savunacağız.
Uğur Mumcu’lar Ölümsüzdür!
Yaşasın Laik, Tam Bağımsız Türkiye!
24 Ocak 2025
Halkçı Kamu Emekçileri