Köy Enstitülerinin 83. Kuruluş Yıl Dönümünü Kutladık

Köy Enstitülerinin 83. Kuruluş Yıl Dönümünü Kutladık

Bursa
Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 83. yıl dönümü, 16 Nisan 2023 Pazar günü saat 14.00 de başlamak üzere Eğitim İş Bursa Şubesi tarafından TMMOB Bursa Şubesi Konferans Salonunda yapılan bir dizi etkinlik ile kutlandı. Etkinliğe Büro-İş ve Genel Sağlık İş’ten yoldaşlarımız da katıldılar.
Salonun fuayesinde, Eğitim İş Mersin Şubesi üyesi Hakan Çelikarslan’ın hazırladığı Köy Enstitüleri Özel Koleksiyonu Fotoğraf Sergisi yer aldı. 21 Köy Enstitüsünü belgeleyen çok özel fotoğrafların olduğu sergi ile ‘Düşler Ülkesi Köy Enstitüleri’ne Doğru Bir Yolculuk’ başladı.
Ardından, Şube Eğitim Sekreteri Gülistan Akyürek Yoldaş’ımızın yaptığı açış konuşmasıyla başlayan salon etkinliğine geçildi.
Akyürek konuşmasını “İşte bugün burada Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın muhteşem zaferinin sonucu kurulan Cumhuriyetimizin yüz akı ve en önemli, en özgün eğitim ve öğretmen yetiştirme deneyimi olan bu Köy Enstitüleri’nin 83. yıl dönümünü kutlamak ve bu pratikten yola çıkarak Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru eğitim politikalarımıza ışık tutmak ve mücadele azmimizi bilemek için bulunuyoruz’ sözleriyle sonlandırarak katılımcıları şube adına selamladı.
Saygı duruşu ve etkinliğe katılan kurum temsilcilerinin tanıtımının ardından Birleşik Kamu İş Bursa İl Temsilcisi Özkan Rona kısa bir konuşma yaptı.
Şube Yönetim Kurulu Üyesi Erçin Celaloğlu’nun üreten, çağdaş, öğrenci merkezli okul deneyimini paylaştığı sunumun ardından “Bir Devir, Bir Devrim” başlıklı panele geçildi. Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un yönetimindeki panelin konuşmacıları Arifiye Köy Enstitüsü mezunu Ayten Gezer, Yoldaşımız Eğitim Bilimci Prof. Dr. Özler Çakır ve İKD Genel Başkanı Umut Kuruç idi.
Arifiye Köy Enstitüsü Mezunu Ayten Gezer Öğretmenimiz, Köy Enstitüsü deneyimini canlı uslubuyla katılımcılarla paylaştı. Köyden çıkışından başlayarak öğretmenlik hayatına geçişini, Kızılçullu Köy Enstitüsünün kapatılarak nasıl NATO Karargâhı haline getirildiğini ve ardından apar topar kendilerinin nasıl diğer enstitülere dağıtıldığını, gönderildiği Beşikdüzü Köy Enstitüsündeki deneyimlerini paylaştı. Gezer, Köy Enstitülerinde okutulan programların ne kadar zengin ve işlevsel olduğunu vurguladığı konuşmasını, kendi yazdığı şiirlerle sonlandırdı.
İkinci konuşmacı Prof. Dr. Özler Çakır ise “83. Kuruluş Yıl Dönümünde Köy Enstitüleri’nin Mirasına Sahip Çıkmak Ne Demektir?” başlığıyla yaptığı konuşmasında, Köy Enstitülerinin hangi toplumsal, ekonomik koşullarda kurulduğuna, Cumhuriyet önderlerinin Osmanlı’dan nasıl bir geri eğitim devraldıklarını kanıtlarıyla dile getiren değindi. Çakır, 1930’lu yıllara dair ülkedeki kütüphanelere ve okuma oranlarına yönelik olarak Hikmet Kıvılcımlı’nın TKP’nin Eleştirel tarihi YOL adlı eserinden çarpıcı istatistikleri salonla paylaşarak örneklendirdi. Ardından bu “yaşam ve iş okulları”nın kuruluş süreçleri ile kapatılmalarının sınıfsal nedenlerine vurgu yaptı.
Köy Enstitülerinin mimarlarından Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’tan alıntılarla Köy Enstitülerinin kuruluş felsefesini, eğitimin sınıfsal yapısını dile getiren Çakır Kurtuluş Savaşı yıllarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin Kurtuluş Savaşının kazanılmasındaki yardımlarını Sümerbank örneğinden yola çıkarak anlattı. Doğal olarak eğitimin de bu iki ülkenin yakınlaşmasından etkilendiğini dile getirdi.
Cumhuriyet’in kuruluşundan kısa bir süre sonra iktidara yerleşen biri modern diğeri antika iki gerici sermaye sınıfının Finans Kapital ve Ortaçağ artığı Tefeci Bezirgân Sermaye ittifakının Köy Enstitülerinin yaşamasına izin vermediğini, bu kurumların onların sınıf çıkarlarına ters düştüğünü dile getirdi. Köy Enstitülerinin kapatılma sürecini ve bu süreçte TBMM’de yaşanan tartışmaların yer aldığı kapalı oturum tutanaklardan alıntılar yaparak konuşmasını sürdürdü.
Çakır, ABD-AB Emperyalistleri tarafından iktidara getirilen AKP’giller’in 21 yıllık süreçte ülkemizi hızla Ortaçağcı Faşist Din Devleti’ne sürüklediğine, tüm eğitim kurumlarımızın Peşaver Medresleri’nden farksız hale getirdiğine vurgu yaptıktan sonra, konuşmasını söyle tamamladı:
“Köy Enstitülerinin 83. kuruluş yıldönümünde onların mirasına sahip çıkmak demek; Onları yaratan Birinci Kuvayimilliyenin, Laik Cumhuriyetin kazanımlarına, Mustafa Kemal’in Ya İstiklal Ya Ölüm Şiarına cesurca sahip çıkmak demektir!
Köy Enstitülerinin yaşamasına olanak tanımayan egemen sınıfları ve o sınıfların ekonomik, ideolojik, siyasal ve toplumsal varlığına son vermeden gerçek anlamda Laik, bilimsel, demokratik ve parasız eğitimin gerçekleşemeyeceğini görebilmek demektir. Bu görüşten hareketle Antiemperyalist, Antifeodal, Antişovenist İkinci Kurtuluş Savaşı için kolları sıvamak, İkinci Kurtuluş Savaşçısı olabilmek demektir. Köy Enstitülerinin mirasına sahip çıkmak demek Tonguç Baba’nın ‘İnsanın insanı sömürmediği bir dünya’ ülküsüne sahip çıkmak, bu ülkü doğrultusunda mücadele etmek demektir!”
Son panelist İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç da Köy Enstitülerinin Mülkiyet ve Sınıf Meselesinden bağımsız olmadığını, Devrim ve Karşı Devrim sürecine dair görüşlerini paylaştı.
Etkinlik panelistlere plaket sunumu ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.
Düziçi
16 Nisan günü, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği öncülüğünde Düziçi’nde 17 Nisan anmasını gerçekleştirdik. Eğitim İş ve Genel Sağlık İş olarak anmaya katıldık. Düziçi Köy Enstitüsü binaları önünde yapılan anmada, ilkin Köy Enstitüsü mezunları Bekir Karcı ve Sıtkı Işıkoğlu konuştular. Arkadaşımız Ercan Küçükosmanoğlu “Köy Enstitülerin Ruhunu Nasıl Yaşatırız” başlıklı bir konuşma yaptı. Daha sonra Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Selahattin Beyaz “Köy Enstitülerinde Yönetim ve Çağcıl Eğitim” başlıklı bir konuşma yaptı. Düziçi Eğitim Başkanı Hacı İzzet Ehliz “Düziçi Köy enstitüsünün tarihi ” başlıklı konuşma yaptı. Aralarda buradan mezun olan öğretmen arkadaşlarımız şiirler okudular.
Ercan Küçükosmanoğlu konuşması sırasında Köy Enstitüleri ile üretim ilişkileri ve toprak meselesi üzerinde durdu. ABD emperyalizminin, Toprak ağalığı ve Tefeci Bezirganlığın Köy Enstitülerinin kapanmasındaki rolünü anlattı. Bu süreçte Köy Enstitüleri Ruhunu yaşatmak için tarihi iyi kavramak gerektiğini ortaya koydu.
Halkçı Kamu Emekçileri
19 Nisan Çarşamba

Sosyal Medyada Paylaşın: