Kutlu Olsun İşçi Sınıfının Birlik Mücadele Dayanışma günü 1 Mayıs

Kutlu Olsun İşçi Sınıfının Birlik Mücadele Dayanışma günü 1 Mayıs

Kutlu Olsun İşçi Sınıfının Birlik Mücadele Dayanışma günü 1 Mayıs

Şan Olsun 1 Mayısları Yaratanlara

Selam Olsun Hayatı  Yaratanlara

Selam Olsun İşçi Sınıfının Kurtuluş Davasına kendini vakfedenlere

1 Mayıs, 1886 yılında Şikagolu işçilerin 14-18 saatlik işgünü cehennemine isyan edip, 8 saatlik işgünü mücadelesini başlattıkları gündür.

1 Mayıs, gerçek anlamda birer cehennem olan fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda günde 15-16 saat çalışan İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü’dür.

1 Mayıs, Gücünü Yüreğinden Alan Devrimcilerin Önderliğindeki Halkların, Gücünü Zulmünden Alan Parababalarına ve AB-D Emperyalistlerine Karşı Zafer Yürüyüşüdür.

1 Mayıs, Birlik olup zalimin zulmüne karşı ayağa kalkma günüdür.

1 Mayıs, kölelik koşullarında çalışmaya isyandır.

Amerikalı Parababaları tarafından katledilen Albert PERSONS’a özür dileme şartıyla affedileceği söylenir. Mahkeme heyetinin karşısında dimdik durur Persons ve onurun yaşamdan değerli olduğunu tüm dünyaya haykırır:

Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım

1 Mayıs, onurdur, direnmedir, kararlılıktır.

İşte 1 Mayıslar, sonunu düşünmeyen kahramanlar olmaktır. Onuru yaşamdan değerli kılmak için mücadele etmektir. İnsan kalabilmektir.

8 saatlik işgünü mücadelesinin önderlerindendir Albert Persons. Yiğittir, Devrimcidir. Korkmaz, yılmaz, geri adım atmaz. İdam sehpasına gitmeden önce çocuklarına yazdığı mektup, bugünlere de ışık tutuyor, yön gösteriyor:

Bu kelimeleri yazarken adlarınızın üstüne göz yaşlarım damlıyor… Bir daha hiç karşılaşmayacağız. Ah, sevgili çocuklarım, nasıl içten, derinden seviyor sizi babacığınız. Sevdiklerimiz için yaşamakla gösteririz sevgimizi ve gerektiğinde sevdiklerimiz için ölmekle de gösterebiliriz sevgimizi… Benim hayatımı ve doğal olmayan haksız ölümümü başkalarından öğreneceksiniz. Babanız, özgürlük ve mutluluk uğruna gönüllü olarak canını vermiş bir kurbandır. Size miras olarak şerefli bir ad ve tamamlanacak bir görev bırakıyorum… Onu koruyun, bu yolda yürüyün. Kendinize karşı doğru olun, o vakit başkalarına karşı sahte olamazsınız. Yaratıcı, uyanık ve neşeli olun… Çocuklarım, değerli varlıklarım; bu mektubu yalnız sizin için değil, daha doğmamış çocukları için ölen bir çok kişinin ölüm yıldönümlerinde de okumanızı istiyorum. Yavrularım, elveda…

Halkçı Kamu Emekçileri olarak bizim safımız İşçi Sınıfının safıdır.

Bilimli-Bilinçli-İnançlı-Kararlı mücadelemizden, Antiemperyalist-Antifeodal-Antişovenist tutumuzdan bir milim dahi sapmadık. Küçük hesaplar peşinde koşmadık, inandığımız değerlerden taviz vermedik. Doğruları söylemekten çekinmedik. İşçi Sınıfının Kurtuluş Bilimi Marksist-Leninist ideolojimizin gösterdiği doğrultuda yürüyüşümüze devam ettik.

Marksism-Leninizmin 20’inci yüzyıldaki Lenin’den sonraki geliştiricisi, Türkiye Devriminin önderi Hikmet Kıvılcımlı Ustanın Teori ve Pratiği, bizimde teorimiz oldu, pratiğimize bu yüce teori yön verdi. Sendikal Mücadelemize bu bakış açısıyla baktık. Bu bakış açısıyla mücadele veriyoruz. Biz Halkçı Kamu Emekçileri, Biz Gerçek Devrimciler için başka bir yol mümkün değil. Çünkü; tatlı canı için onurunu ayaklar altına almayan ve bunun içindir ki kaybı sadece bedence olan, hep yaşayan, hep yaşayacak olan İşçi Sınıfının yiğit önderleri bize, geleceğe şerefli bir ad bırakmak için, ölmemek için, insanlığın gönlünde yaşamak için, mücadele etmeyi, doğrulardan sapmamayı miras bıraktı.

İşte bizler bu mirasa sahip çıkıyoruz.

İşte bu mirasa sahip çıktığımız için 1 Mayıslarda Taksim Vatanı için mücadele veriyoruz. Türkiye’de 1 Mayısta, İşçi Sınıfımızın ve Gerçek Devrimcilerin kanlarıyla sulayarak Vatan yaptığı Taksimde 1 Mayıs kutlamak, 1 Mayıs Alanını özgürleştirmek, aynı zamanda onur mücadelesidir. Vatan mücadelesidir. Çocuklarımıza onurlu bir geçmiş bırakma mücadelesidir.

Bu vatanı korumak bir görevdir. Bu görevin gereği “Taksim Vatandır, Vazgeçilemez” diyerek mücadele etmektir. bedeli ne olursa olsun.

Bu sene Koronavirüs pandemisi nedeniyle 1 Mayıs’ı Taksimde kutlayamıyoruz. Çünkü bilim bize bunu emrediyor. Halkımızı düşünüyoruz, Yoldaşlarımızı düşünüyoruz.

Halkçı Kamu Emekçileri olarak inanıyoruz ki bu mücadele eninde sonunda zafer kazanacak.

İnsan Soyunun en büyük düşmanları AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara karşı zafer yürüyüşünde başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere, Devrimci Gençliğimizle, yoksul köylülüğümüzle omuz omuza yıkacağız Parababalarının kanser düzenini.

İşte o zaman 1 Mayısları bayram havasında kutlayacağız.

Elbirliğiyle  getireceğiz o günleri.

Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele Dayanışma Günü 1 Mayıs

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: