Laikliğin temsilcisi Öğretmen Kubilay onurumuzdur

Laikliğin temsilcisi Öğretmen Kubilay onurumuzdur

Bundan 90 yıl önce, 23 Aralık Cumhuriyet tarihinde kara bir günün tarihi oldu. Öğretmen olarak İzmir’in Menemen İlçesi’nde asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yapan Mustafa Fehmi Kubilay, gözü dönmüş, canavarlaşmış, insanlıktan çıkmış, Cumhuriyet ve Laiklik düşmanı Ortaçağcı şeriatçılar tarafından başı kesilerek şehit edildi. İbret-i Alem olsun diye de şehidimizin başı, Menemen’in tüm sokaklarında mızrak ucunda gezdirildi. Hilafet çığlıkları atıldı. Bu hilafet özlemcilerinin peşinden gelmeyenlerin kılıçtan geçirileceği haykırıldı Menemen sokaklarında.

1.Anti-emperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle taçlandırıldığı, Cumhuriyet’imizin rüzgarlarının estiği bir dönemdi. Cumhuriyetle birlikte dışarıda emperyalizme karşı zafer kazanılmış, içeride de hem hilafet hem de saltanat son bulmuştu. Ancak yenilgiyi kabul etmeyen, sınıf olarak da varlığını koruyan Ortaçağ özlemcisi güruh, örgütlenmelerine devam ediyordu. Manisa’dan kalkıp gelen Derviş Mehmet öncülüğündeki silahlı grup, sabah namazından sonra salyaları aka aka dolaşmaya başladı Menemen sokaklarında. Menemen halkı korkmuş, evlerine saklanmıştı ne yazık ki. Herkese tehditler yağdırıyorlardı. Olay duyulunca, Yedek Subay Kubilay, isyanı bastırmak üzere görevlendirilmişti. Bir alay asker ile bu güruhun yanına vardıklarında Kubilay, birlikten ayrılarak bu Ortaçağcı güruhun yanına gitti ve teslim olmalarını istedi. Ama onlar önce ateş açıp Kubilay’ı yaraladılar daha sonra da hunharca katlettiler bu yiğit Cumhuriyet devrimcisi öğretmeni. Ardından haberi alan gece bekçileri Hasan ve Şevki, olay yerine gittiler. Bu azgın Ortaçağcı gericilerin açtıkları ateş sonucu onlar da katledildiler.

Bu saldırı; Laik Cumhuriyete, aydınlığa, Mustafa Kemal’e, Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımıza ve insanlığa karşı yapılmıştı.

O günden bugüne Ortaçağcılar cephesinde değişen pek bir şey olmadı. Bugün de laiklik ve bilim düşmanı bu zihniyete sahip olanlar saldırılarına her alanda devam etmektedirler. İstanbul Sözleşmesini savunan kadınları ‘fahişe’ olarak nitelendiren gerici Akit yazanı Abdurrahman Dilipak’tan tutun da, Üniversitelerimizi Peşaver medreselerine dönüştürdükleri yetmiyor, tıpkı Köy Enstitüleri için yaptıkları karalamalar benzerini üniversiteler için yapıyorlar.  Sofuoğlu gibi IŞID kafalıların ağzıyla, üniversitelere “fuhuş yuvası” karalamasını yapıyorlar.  Hiçbir farkları yok bunların Kubilay’ı katleden Ortaçağcılardan.

Bizler devrim yolunda korkusuzca, kahramanca ölüme giden Teğmen Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay gibi dikiliyoruz bu canavarlaşmış Ortaçağ özlemcilerinin karşısına.

Kubilay, devrimlerin öneminin farkında olan, vazifeye atılmak için içinde bulunduğu ahval ve şeraiti düşünmeyen kahraman, onurlu bir öğretmen ve subaydı. Cumhuriyet’in ve laikliğin savunucusu Kubilay’ı devrimci mücadelemizde yaşatacağız.

Bugünkü gericiler, tıpkı 90 yıl önceki güruh gibi AB-D Emperyalizmiyle kaynaşık durumdadır. AB-D Emperyalistlerini ve yerli işbirlikçilerini son kez, bu sefer bir daha gelmemek üzere bu topraklardan sileceğiz.

Güzel ülkemizi mahveden, halkımızı işsizliğe pahalılığa mahkum eden bu parababaları düzenini ikinci Kurtuluş Savaşımızla tarihin karanlık sayfalarına göndereceğiz. (23.12.2020)

Halkçı Kamu Emekçileri

 

Sosyal Medyada Paylaşın: