Yüz yüze Eğitimde Yaşanacak Sorunlar

Yüz yüze Eğitimde Yaşanacak Sorunlar

Milli Eğitim Bakanı, İlkokul 1, 2, 3, 4’üncü sınıfların; Ortaokul 8’inci sınıfın ve Lise 9’uncu sınıf öncesi hazırlık sınıflarıyla birlikte 12’nci sınıflarda yüz yüze eğitimin 12 Ekimde başlayacağını açıkladı. Bakanlığın açıklamasına göre okul öncesi eğitim kurumlarının tamamında haftada 5 gün ve günde 6 etkinlik saati olacak şekilde yüz yüze eğitim yapılacak. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz haftalarda çeşitli meslek liselerinin uygulamalı dersleri de yüz yüze yapılmaya başlanmıştı.

Bilindiği gibi daha öncesinde de Avrupa ülkelerinde yüz yüze eğitimin başladığını söyledi. Ziya Selçuk  Son 2 haftada Türkiye’de verilerde inanılmaz bir düşüş var. Ankara’da çok büyük bir düşüş var, İstanbul’da da var. Bütün bu verilere baktığımızda bu düşüşün olması gerekiyor. Bilim insanlarına elbette danışacağız. Bu ‘bana göre, sana göre’ işi değil. Bu, bilim işi ve bilimin yol göstericiliğine bakmak lazım burada. Bu veriler oldukça da biz, tüm sınıfları da açarız, açmak da istiyoruz” dedi.

Ülkemizin gerçekliğine ve Avrupa ülkelerine bakarsak arada uçurumların olduğunu görürüz. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık Hocamız Haziran ayından beri okulların nasıl açılması gerektiği konusunda pek çok konuşma yaptı. Okullara ek prefabrik yapıların yapılması, okullarda fiziksel mesafenin korunması için haftanın 3 günü okula gelinmesini önermişti. Bu öneriler pek dikkate alınmadı. “Bakalım ne olacak?” tavrı hep sürüyor.

AKP iktidarı çocuklarımızın eğitim ve öğretimini önemsemiyor. Eğitimde 4+4+4 medrese düzeniyle yaratılan yıkım nedeniyle, ilk ve ortaöğretimde hedefler ortadan kaldırıldı. Aileler çocuklarının eskiden Anadolu Liseleri ve Fen Liselerini kazanmaları için uğraşırlardı. Bütün liseler Anadolu Lisesi yapıldı. Fen Liselerinin, fen öğretimi özelliği ortadan kaldırıldı. Tüm yatırımlar İmam Hatip ortaokul ve liselerine yapıldı. Çocuklarının laik ve bilimsel bir eğitim almasını isteyen veli özel okullara yönelmek zorunda kaldı. Eğitim düzenimiz Pakistan’a, Peşaver Medreselerine döndü. Halk çocuklarının doğru dürüst bir eğitim alma şansı ortadan kalktı.  Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eğitimi için gerekli yatırımların yapılmaması, hızlı ve çarpık şehirleşme, Suriyeli göçmenlerin ülkemizdeki durumları, eğitimde var olan sorunları daha da artırmıştır.

Geçen haftalar içinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs salgınında ülkemizde 29 Temmuz’dan itibaren Vaka sayısı yerine hasta sayısını açıklıyoruz diye açıklama yapmıştı. Daha sonra yapılan açıklamalarda ülkemizde yapılan PCR testlerinde yüzde 10 pozitiflik olduğu açıklandı. Buna göre ülkemizde her gün 12 bin yeni Koronavirüs vakası olduğu gerçekliği ortada. Ayrıca bizler çevremizden biliyoruz ki; Kovid-19 hastalığı belirtileriyle hastanelere başvuranlara yapılan testlerin en az yüzde ellisi pozitif geliyor. Bu varsayımla Koronavirüs vaka sayısının daha çok olma olasılığı vardır. Bu koşullar altında okulların açılmasının sıkıntı yaratacağı ortadadır. Özellikle öğretmenlerin koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma olasılığı çok fazladır.

Avrupa’da yapılan araştırmalarda çocukların bulaştırıcılık özellikleri tam olarak ortaya konamamıştır. Ülkemizde Koronavirüs enfeksiyonunun bulaş yolları, filyasyon araştırmaları yayınlanmamaktadır. Bu nedenle ülkemizde bulaş yollarını ortaya koymak için doktorlar dedektiflik yapmaktadır.

Dolayısıyla “Bakalım ne olacak? Ya tutarsa?” denilip okullar açılmış oluyor. Avrupa’da açıklanan vaka sayıları ile ülkemizdeki gerçek vaka sayıları arasında kıyaslamalar yaparken, Avrupa’daki okulların fiziksel mekan ve bahçe büyüklüğü arasında da kıyaslama yapmalıyız. İki çocuk arasına 1,5 metre mesafe konulduğunda, sınıflarda her çocuk için 9 metrekare alana ihtiyaç vardır.

Okulların açılmasının yaratacağı sorunların yakından izlenmesi gerekiyor. İktidarın bugüne kadar olan Koronavirüs salgınına yönelik ciddiyetsiz yaklaşımı tüm ülkede ve dünyada tartışılır hale gelmiştir. AKP iktidarı şüphesiz ki icraatlarıyla Koronavirüs ile mücadelede sınıfta kalmıştır. Bugüne kadar çoğu doktor olmak üzere yüzün üzerinde sağlık çalışanı da hayatını kaybetmiştir. Sağlık çalışanlarının sağlığını korumadan halkın sağlığını koruyamazsınız. Halkın sağlığı ile çocuklarımızın eğitim hakkı karşı karşıya getirilmemelidir. Geçen Haziran ayından beri okullar için alınacak önlemler alınmamıştır. Okulları bir açalım, kervan yolda düzülür anlayışı, başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm halkımızı Koronavirüs Salgınında zor durumda bırakacaktır.

Çocuklarımızın eğitimine devam etmesi, okulların bir an önce açılması elbette gereklidir. Ancak buradaki sorun, çocukların, öğretmenlerimizin ve ailelerin sağlığını tehlikeye atmayacak bir eğitim öğretim ortamının yaratılmasıdır, bunun için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. AKP İktidarı işte bu önlemleri almamıştır ve pandeminin tüm yıkıcılığıyla devam ettiği şu günlerde soyut bir “normalleşme” portresi çizmek uğruna okulları kademe kademe açmaktadır. Yani bir kez daha Halkımızı kandırmakta, Koronavirüsün her gün yarattığı tahribatı gizlemeye çalışmaktadır. Her zaman ifade ettiğimiz gibi bu iktidarın derdi halkımızın sağlığı, çocuklarımızın eğitimi filan değildir.

Halkçı Kamu Emekçileri olarak AKP İktidarının halk sağlığını tehlikeye sokan politikalarını teşhir etmeye, bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. 10 Ekim 2020

Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: