Halkçı Doktorlar TTB 69. Büyük Kongre Bildirgesi

Halkçı Doktorlar TTB 69. Büyük Kongre Bildirgesi

Son iki yıl da ülkemizde önemli gelişmeler oldu.  İki Ortaçağcı gücün hesaplaşması olan 15 Temmuz Ganimet Paylaşım Savaşı ve arkasından gelen OHAL süreci, tüm halkımız için, önceki dönemlere göre daha zor koşullar yarattı. Olağanüstü Hal Koşulları altında, çalışanlar her türlü baskıyı yaşar hale geldiler. Yargı kararı olmadan binlerce kamu emekçisi ihraç edildi. İşçi sınıfına grev yasağı getirildi. Zorunlu arabuluculuk düzeni getirilerek işçinin hak araması zorlaştırıldı. İşçi Sağlığı ve İş güvenliği konularında işçi lehine olan pek çok yasal düzenleme ortadan kaldırıldı. Tüm bunlar da iyi bir şeyler yapılmış gibi propaganda malzemesi yapıldı. Ayrıca Partilerin, Sendikaların ve Demokratik Kitle Örgütlerinin kendilerini ifade etmelerine izin verilmedi. Basın açıklamaları bile izinle yapılır oldu. Geçen yıl yapılan Anayasa Referandumunda, anayasa ve yasalar ihlal edilerek, mühürsüz oylar geçersiz sayıldı. Ülkemizde yüzde on barajlarıyla, eşitsiz pek çok uygulamayla göstermelik hale getirilen seçimler, yeni düzenle daha da anlamsız hale getirildi.

Bölgemizde AB-D emperyalizminin ve işbirlikçilerinin saldırılırlarıyla kan gölü haline getirilmiş durumda. En son İsrail’in Filistin’de yaptığı katliam, AKP iktidarının yüzünü bir kez daha gösterdi. İktidar ABD ve İsrail ile işbirliğini kesmek yerine göstermelik bir miting ile günü kurtarmaya çalıştı.  AB-D ve İsrail ile olan işbirliği tüm bölge halklarının aleyhine bir durumdur. Yüzyıl önce Sevr anlaşmasıyla, ülkemizi parçalara bölen, şimdi ise yeni Sevr planları yapan AB-D emperyalistleri ülkemizden ve bölgemizden kovulmadan,  ülkemizde rahat ve huzur yüzü göremeyiz.

Son iki yıl Şehir Hastanelerinin hızla yapıldığı ve bazılarının da hizmete başladığı yıllar oldu.  Kamunun elde kalan son üç–beş kuruşu da bu şekilde, Parababalarına peşkeş çekilirken, halkın sağlık hizmetini almakta zorlandığı bir düzen yaratılmış oldu. Bu düzen içinde sağlık çalışanları önemsizleştirildi. Halka ve sağlık çalışanlarına eziyet demek olan Şehir hastanelerine karşı halkın hep birlikte karşı çıkışı örgütlenemedi. Eskiden bir araya gelebilen emekçi örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte bir karşı koyuş yaratılmadı.

Aile Sağlığı Merkezlerine her geçen gün yeni görevler yüklenerek, iş yükü ağırlaştırıldı. Aile Hekimliği düzeninde belirsiz iş tanımları, Aile sağlığı merkezleri arasındaki farklılıklar, sanal ASM düzenleri aile hekimlerinin çalışma düzenlerini bozmaktadır. Tabip Odası Aile Hekimlerinin sorunlarını çözme konusunda çok önemli bir konumdadır. Sorunların tanımı ve çözümü için ciddi bir Aile Hekimi örgütlenmesi meydana getirmek zorunludur.

Yine son iki yıllık dönemde özel hastaneciliğin sağlık hizmeti sunumundaki payı arttı. Özel hastaneler ek ücret aldığı için, halkın sağlık için cebinden harcadığı para giderek artmaya devam etti. Bu arada özel hastane sahipleri, hastanelerinde çalışan doktorları ya Bağkur’lu olmaya ya da şirket açmaya zorladılar. Doktorların çoğunluğu bu isteği yerine getirmiş oldu. Özel Hastane doktorları arasında bir birliktelik yaratılmadı. TTB ve Tabip Odaları bu konuda bir adım atamadılar. Özel Hastane çalışanı hekim arkadaşlarımız, işverenleri karşısında yalnız başına sözleşme yapmak zorunda kalmaktadır. Arkadaşlarımızın sözleşmelerinde Tabip Odası olarak yanlarında olmak, hekim iş gücünün gerçek değerinin karşılığının verilmesini sağlamak zorundayız.

TTB ve Tabip Odaları son iki yılda biraz daha doktorlardan uzaklaşmış oldular.  Dünya Bankası ve IMF gibi örgütler,  Sağlıkta Dönüşüm programının uygulaması için, sağlık çalışanları arasında karşıtlıklar yaratmak gerekliliğini, hükümete sürekli olarak öğütlediğini biliyoruz. Doktorlar arasında mesleki dayanışmanın unutturulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Profesörü, asistanı, Uzmanı, Pratisyeni, Aile hekimi hep birlikte bir mücadele hattı oluşturmamız gerekir iken, ayrışmalar, kopuşmalar, karşıtlıklar yaşıyoruz. TTB ve Tabip Odaları da bu noktada birleştirici bir rol alamıyor.

Halkçı Doktorlar olarak, doktorların emekçi olduğunu unutmadan başta beraber çalıştığı emekçilerle ve diğer tüm emekçilerle birlikte hak arama mücadelesini yaratalım diyoruz. Unutturulan mesleki dayanışmamızı tekrar meydana getirelim diyoruz. Bölgemizi kan gölü haline getiren AB-D emperyalistleri ve işbirlikçilerini, kovalım diyoruz. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş savaşımıza, Cumhuriyetimize ve Devrimlere sahip çıkıyoruz. Hayatın her alanında laik bir düzen, özgür ve demokratik bir ortamda yaşamak istiyor ve bu koşullar için mücadele etmemiz gereklidir diyoruz. Tüm bu amaçlarla TTB Merkez Konseyine adayız.(08.06.2018)

HALKÇI DOKTORLAR

Sosyal Medyada Paylaşın: