Birleşik Kamu-İş çatısı altında mücadele eden
Onurlu Kamu Emekçilerine sesleniyoruz
Konfederasyon Genel Kurulu öncesi adaylığını açıklayan ve açıklayacak olan,
Önümüzdeki dönem Konfederasyonumuzu yönetme iddiasında olan grupları tanıyalım
(III)
Halkçı Kamu Emekçileri

Halkçı Kamu Emekçileri”, Devrimci Sendikal Mücadelenin, Sendikaları bir mücadele alanı, Kamu Emekçilerine birer hizmet alanı olarak gören anlayışın temsilcileridir.

Peki, Halkçı Kamu Emekçileri hangi ilkeleri yaşama geçirecek?
1-           İlk olarak, Birleşik Kamu-İş’i kıskıvrak sararak inmeli bir yaşlı haline getiren eylemsizlik kabuğunu kıracağız. Fiili ve meşru mücadele anlayışını yaşama geçireceğiz, kendimizi antidemokratik yasalarla sınırlamayacağız. Biz mücadeleyi sadece sendika salonlarına hapsetmeyiz. Mücadele yaşamın her alanındadır, hak da ancak ve ancak her alanda mücadele verilerek, direnilerek kazanılır. Tatlı su sendikacılığı bizim harcımız değildir.
2-           Yurdun hangi köşesinde olursa olsun, hangi anlayışa sahip olursa olsun bir üyeye yapılmış haksızlığı hepimize yapılmış sayacağız. Ne diyor Kahraman Gerilla Che: “En önemlisi, dünyanın neresinde olursa olsun her haksızlığı kendinize karşı yapılmış gibi hissetme kabiliyetinizi koruyabilmenizdir. Bu bir devrimcinin en önemli özelliğidir”. Biz devrimciyiz, biz Che’nin ideallerini yaşama geçirmek için mücadele ediyoruz. Hele de Sendikalarımızda bir insana haksızlık yapılmışsa bütün kanalları harekete geçiririz. Ücrada diye bakmayız, sadece 1 kişi önemli değil diye bakmayız. Hele de tamamen haksız şekilde işinden edilmişse, devrimci faaliyetlerinden dolayı uzaklaştırma almışsa, yangın yerine giden itfaiye aracı gibi, yardımına koşarız üyemizin. Maddi ve Manevi mağdur olmaması için bütün örgütü harekete geçiririz. Bakın bu konuda Türkiye Devriminin önderi Hikmet Kıvılcımlı ne diyor: Yangın çıktığı vakit, bütün taşıtlar nasıl itfaiyeye yol veriyorsa, tıpkı öyle, bir işsizin haberi geldi mi, bütün devlet aygıtı ile halk, belediye kurumları, işsizin imdadına, yangına koşarca, yıldırım hızıyla koşacak. İşsizliğin görüldüğü ocağa veba girmiş, deprem vurmuş, bomba düşmüş gibi, yardım ekipleri yarışacak.”. İşte biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak özellikle son süreçte hiçbir hukuka, yasaya, ahlaka sığmayan bir şekilde işlerinden edilen Kamu Emekçilerinin bütün mağduriyetlerini giderme, daha doğrusu sendikaların varlık nedeni olan üyelerimizi koruma-kollama sözü veriyoruz.

3-           İşyerlerinden genel merkeze, üyelerden genel başkana kadar tüm aşamalardaki sendikal işleyişlerde biricik kural olan en geniş demokrasi prensibini hayata geçireceğiz. Her aşamada tabanın söz ve karar sahibi olma ilkesini laftan pratiğe geçireceğiz.
4-           Sendikalar üyeleriyle vardır. Dolayısıyla üyelerle iletişim ne kadar canlı tutulursa sendika o kadar işleyen ve sürekli büyüyen canlı bir organizma olur. Halkçı Kamu Emekçileri olarak üyelerimizle iletişim kanallarını kurabilmek için bütün araçları kullanacağız. Biz yıllardır mücadele ettiğimiz bütün sendikalarda “Aidatların elden toplanmasını” savunduk. Amacımız ayda bir kere de olsa üyeyle bağlantı kurmaktı. Evet, gelinen süreçte bunun yasal olarak olanaksızlığı ortada. Ama biz, aidat toplamaya gider gibi her ay üyenin ayağına gidip halini hatırını soracağız. Aradaki telleri hiç kopartmayacağız. Üyeyi sadece -o da artık sms’lerle- eylemden eyleme çağırılan bir eleman olarak görmeyeceğiz. Sevinçler paylaştıkça çoğalır, üzüntüler paylaştıkça azalırmış. İşte biz bunu sağlayacağız. Sevinçte, kederde, düğünde, cenazede yanlarında olacağız. Gerekirse beraber halay çekilecek, gerekirse beraber ağlanacak. Böylece üye ile kardeşleşeceğiz ve yoldaşlaşacağız. Hayatın her alanında tabii ki. Birlikte Kültür Sanat faaliyetleri gerçekleştireceğiz. Birlikte Tiyatro, sinema, müzik etkinlikleri örgütleyeceğiz. Mesleki anlamda üyelerimizin kendileri geliştirebilmeleri için kurslar düzenleyeceğiz. Sendikaların, şubelerin kendi işkolları içine kapanmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin her tarafında üyelerin birbirleriyle iletişimlerini sağlayacağız. İller arasında, şubeler arasında dayanışma toplantıları düzenleyeceğiz. Küba Halkının önderi Fidel’in dediği gibi “Tek bir Sosyalist Aile” olabilmek için Birleşik Kamu İş ailesini kuracağız.
5-           Tüzük maddelerinin tamamını demokratikleştireceğiz. Tüzük sendikanın anayasasıdır. Herkese eşit uygulanır. En tepedeki başkandan en sıradan üyeye aynı şekilde uygulanır. İşte Halkçı Kamu Emekçileri olarak tüzüğün uygulanmasını yönetimlerin keyfine bırakmayacağız, bıraktırmayacağız. Mesela işlerinden edilen üyelerimize bizden-bizden değil ayrımı yapmayacağız.
6-           Demokratik sendikacılığın temel ilkesi Demokratik Merkeziyetçiliktir. En geniş Tam Demokrasiyi, Merkeziyetçilik ilkesi ile bütünleştireceğiz. Kararların alınmasında tartışma, eleştiri-özeleştiri ve ikna yöntemlerini en demokratik biçimde yaşama geçireceğiz.
7-           Sendikal görevlerde gönüllülüğün esas alınmasını sağlayacağız. Üyelerin, çıkarlarına hizmet etmediğini düşündükleri yöneticileri yine üyelerin çoğunluğunun kararıyla kolayca değiştirebilmesinin yolunu açacağız.
8-           Öncelikle bütün sendikal harcamalarda tutumluluğu esas alacağız. Merkez ve şubelerin yaptıkları harcamalar konusunda işyeri temsilcilerine ve üyelere düzenli bilgi vermesini sağlayacağız ve harcamaları onların denetimine açık tutacağız. Sendikalarda görev alacak yönetici ve personelin maaşlarının, hizmet kolundaki ortalama memur maaşı kadar olmasını sağlayacağız. Sendikaların gelirleri üyelerinden kesilen aidatlardır. Dolayısıyla üyeler aidatlarının nereye harcandığını görebilmeliler. Sendikaların bütün harcamalarının şeffaf olmasını sağlayacağız. Üyelerin ödedikleri aidatlarının nerelere harcandığını en ince ayrıntısına kadar görmesini sağlayacağız. Üyelerimize her ayın gelirini ve giderini e-posta yoluyla göndereceğiz. Üyelerimizin sendikaların yaptığı bütün harcamaların hesabını sormasını ve sorgulamasının önünü açacağız. Yapılan bütün etkinliklerin, Genel Kurulların işin ruhuna uygun mekanlarda gerçekleştirilmesini sağlayacağız. Emekçilerin aidatlarıyla varlığını devam ettiren sendikalarımızda bütün etkinliklerde, kullanılan mekanlardan en küçük harcamalara kadar ortalama yaşam standardını tutturacağız.
9-           Ülkemizin ekonomik-toplumsal-kültürel-yeraltı-yerüstü tüm zenginliklerinin emperyalist talanına ve sömürüsüne karşı mücadele edeceğiz.
10-       İşçi Sınıfıyla, diğer emekçilerle ve gençliğimizle dayanışmaya gireceğiz.
11-       Başta halkımızı taa can evinden vuran kanser illetinden beter İşsizlik-Pahalılık olmak üzere geniş halk yığınlarını ve gençliğimizi ilgilendiren tüm sorunlara karşı mücadele edeceğiz.
12-       Bilimsel düşünce ve davranış kurallarını, sendikal mücadelede en etkin bir araç olarak kullanacağız.
13-       İşçi Sınıfının devrimci mirasına sahip çıkarak, sınıf dayanışmasını güçlendirmek için ulusal ve uluslararası birlikler/platformlar oluşturacağız ve ortak eylemler örgütleyeceğiz.
14-       İşçi Sınıfının kanı, canı pahasına yaratılan ve kazanılan günlerin kutlanmasına ve bu uğurda kaybettiğimiz devrim şehitlerinin, halk kahramanlarının anmalarına aktif olarak katılacağız.
15-       Her türlü ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele edeceğiz.
16-       “Yaşamın yarısı kadınlarsa, mücadelenin yarısı da onlar olmalıdır” şiarından hareketle, kadınların sendikal çalışmalara en etkin biçimde katılmalarını sağlayacak, kadının kendi sorununa
sahip çıkmasının gerekliliğini bilince çıkarmasına yardımcı olacak politikalar oluşturacağız.
17-       Sendikalarımızın her şubesinde örgütlenme komiteleri oluşturulmasını sağlayacağız.
18-       Yasak savıcı bir eylemcik değil, küçük-büyük hedefler uğruna ama mutlaka sonuç alıcı, bir eylemler zinciri örgütleyeceğiz. Kitle seferberliğini sağlayacağız ve yaratıcı eylem programlarını hayata geçireceğiz. Küçük de olsa mevziler, zaferler kazanılarak bozulan morallerin düzeltilmesini sağlayacağız. Doğru önderlikle, doğru hedefler ve sonuç almaya kitlenen militan bir mücadele ile Kamu Emekçilerinde olan potansiyeli açığa çıkartacağız.
Halkçı Kamu Emekçileri olarak sözümüzdür, neyi önümüze hedef koymuşsak o hedefe yürüyeceğiz ve gerçekleştireceğiz. Bizim için söz namustur ona halel getirmeyiz. Delilimiz pratiğimizdir, ödünsüz mücadelemizdir, ilkeli duruşumuzdur.
Biz; kendini İşçi Sınıfının Kurtuluş Mücadelesine adayan, Yalınayak İsmet Demir’in öğrencileri, her yıla en az bir İşgal, Grev, Direniş sığdıran, tüzüğüne “sendika yöneticilerinin ücretleri ilgili işkolundaki ortalama işçi ücretini geçemez” maddesini koyan tek sendika olan, Devrimci Sınıf Sendikacılığının bu ülkedeki tek örneği Nakliyat-İş’in önderlerinin mücadelesini, yiğitliğini, kararlılığını, özverisini örnek alan Kamu Emekçileriyiz.
Biz, 1 Mayıs’larda Taksim Vatanına sahip çıkan, bu uğurda her şeyi göze alan ve alınması gerektiğine inanan, cesareti de bir vatan olarak gören Kamu Emekçileriyiz.
İlkeler çerçevesinde bir araya gelmeyi savunageldik yıllardır. Bizim doğrularımız etrafında bir araya gelelim dayatmacı anlayışına sahip olmadık hiçbir zaman. Ama “gelin ayrılıklarımızın altını çizelim, ortak noktalarımızı da kabartılandıralım, iş içerisinde, mücadelede birbirimizi tanıyalım”, dedik hiç bıkmadan, usanmadan.
Hiçbir zaman saklamadık kimliğimizi. Çünkü biz kendimize, “Gerçek sosyalistler kanaatlerini ve gayelerini (kanılarını ve amaçlarını) gizleyecek kadar alçalmazlar” sözünü şiar edindik. İnsanların duygularını okşayarak kandırmayı bir propaganda yöntemi olarak görmedik, görmeyiz de.
“Yol karşımızda. Uçurum önümüzde. Sarp uçurumu atlayacağız, çetin yolumuzu tutacağız”.
Birleşik Kamu-İş’in değerli üyeleri;
Yıllardır ABD ve AB Emperyalistleri tarafından ve Ortaçağcı İrticacılar tarafından bütün değerlerimize, mücadeleyle kazandığımız bütün haklarımıza, Vatanımıza karşı yapılan hayâsızca saldırılara, ancak ve ancak mücadeleyi örgütleyerek, birleştirerek ve düşmana misliyle karşılık vererek karşı durabiliriz.
Afili sözcüklerle hak kazanılmaz. Söylediklerinin bir karşılığı olmazsa yaşamda, sözün özünü yansıtmıyorsa, gücünü Türkiye Devrimci Sendikal Hareketin birikimlerinden almıyorsan, değil dördüncü büyük sendika, en büyük sendika olsan bir katkın olmaz Kamu Emekçilerinin Mücadelesine.
İşte biz Halkçı Kamu Emekçileri olarak, Kamu Emekçilerinin Mücadele potansiyelini açığa çıkartmaya adayız.
Biz, Kamu Emekçilerini, artık verilmesi bir zorunluluk olan İkinci Kurtuluş Savaşı’na hazırlamaya adayız.
Halkçı Kamu Emekçileri, Devrimci Kamu Emekçilerinin 100 yıllık Mücadele Tarihini, geleneklerini ve ilkelerini temsil ediyor.
TÖS’ün, TÖB-DER’in mücadele geleneği, Halkçı Kamu Emekçilerinin anlayışında, mücadelesinde hayat buluyor, cisimleşiyor, maddeleşiyor.
Ve Halkçı Kamu Emekçileri bu mücadeleyi zafere taşıyacak Devrimci Sınıf Sendikacılığının tek temsilcisidir. 20.12 2017
Halkçı Kamu Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: