HEYECAN VE UMUT DOLU YÜREKLERİMİZLE GELİYORUZ!

HEYECAN VE UMUT DOLU YÜREKLERİMİZLE GELİYORUZ!

Sendikamız Genel Sağlık İş üçüncü olağan Genel Kurulunu yapmaya hazırlanıyor. Otuz yıldır yaptığımız Kamu Emekçilerinin sendikal mücadelesi bu gün, başlangıçtan farklı bir noktaya gelmiştir. İlkin devlet memuru sendika kuramaz diyenler, hükümetin yani işverenin destekleriyle, ayrımcılıklarıyla şu an, en çok üyeye sahip konfederasyon haline gelmişlerdir. Hükümet güdümlü sendikalarla, emekçinin işveren hükümete karşı vereceği sendikal mücadele anlamsız hale getirilmekte, kamu emekçileri böylelikle pasifize edilmeye çalışılmaktadır. Hükümetin sendikaları, işyerlerinde mobbingin, yani yıldırmanın bir aracı haline gelmişlerdir. Örgütsüz halk, köle halk şiarından yola çıkarak, ekonomik-demokratik haklarımız için örgütlenmemiz en öncelikli görevimizdir.

Nasıl bir sendika olacağız?
Haklarımızı nasıl alacağız?
İşverenimiz olan Hükümetin, baskı, yıldırma, sürgün politikalarına karşı nasıl direneceğiz? Soruları bugün temel sorularımızdır.
Bu güçlükleri aşmak ciddi bir şekilde örgütlenip, mücadele etmemiz gerekir. Yalnızca hukuksal mücadele yetmemektedir. Bu hükümetin hukuku ne hale getirdiği ortadadır. Anayasa ve yasalara uymayan hükümet biz emekçilerden, kendi getirdiği dayatmalara uymamızı istemektedir.
Ülkemizi 15 yıldır yöneten AKP iktidarı, emekçilere dünyayı dar ederken, kaptı kaçtı tefeci-bezirgân ekonomisiyle, ülke kaynaklarını yerli-yabancı parababalarına peşkeş çekmiştir. Sağlık alanında sürekli değişen yönetim sistemleriyle, şehir hastaneleri gibi özelleştirme uygulamalarıyla, halkın sağlığı hiçe sayılarak, hastalıklar üzerinden para kazanılan bir düzen yaratılmıştır. Bu arada kendi çevrelerinde hızla zenginleşen bir tabaka oluşturmuşlardır. Cumhuriyetimizin getirdiği laik yaşam düzenine karşı, eğitimde 4+4+4 ortaçağcı medrese uygulaması başta olmak üzere hayatın her alanında yeni engeller yaratmıştır. Birlikte yaşamanın ve demokrasinin garantisi olan laiklik, uygulanamaz hale getirilmiştir. Kurtuluş Savaşımızın önderi, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ders kitaplarından çıkarılmaktadır. Heykellerine saldırılar düzenlenmektedir. AB-D emperyalistleri yüzyıl önce yapamadıklarını, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde yaparak, bölgemizi kan gölü haline getirmişlerdir. Yapmamız gereken, “ben orta yoldan gideyim, bana dokunmayan yılan bin yaşasın” deyip bir köşeye çekilmek olmamalıdır.
Bugün kendi alanımızda da yapmamız gereken, Sağlık ve Sosyal hizmet emekçilerinin somut taleplerinden yola çıkarak büyük örgütlenme yaratmaktır.
• Somut taleplerden en önemlisi gece çalışmasını ücretlendirilmesini sağlamak olmalıdır. Gece çalışmak insanın biortimine aykırı bir durumdur. Yapılan istatistikler, gece çalışan emekçilerin daha erken öldüğünü ortaya koymaktadır. İş kanununda bile gece çalışması ülkemizde, yıllardır farklı olarak değerlendirilmektedir. Normal çalışmanın yüzde elli veya yüzde yüz fazlasıyla bedeli ödenmektedir. Gece çalışması ve nöbetin, normal ücretin iki katı ücretle ödenmesi için ciddi bir mücadele başlatmalıyız. Bu mücadele bize alanımızda diğer sendikalardan farklı olduğumuzu gösterecektir.
• Performans uygulamalarıyla zedelenen, temel ücretimizi yeniden talep etmeliyiz. Temel ücretimiz emekliliğimize yansıyacak yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret olmak zorundadır.
• Tüm işyerlerinde ücretsiz kreş, servis ve yemek talep etmeliyiz.
İşverenimiz olan Hükümete karşı mücadelemizi, Konfederasyonumuz, Birleşik Kamu İş’le birlikte vermeliyiz. Bu nedenle eğitim çalışanları başta olmak üzere ve tüm diğer işkollarındaki arkadaşlarımızla birlikte çalışma olanaklarını yaratmalıyız.
Son üç yıldır sendikamız da ciddi iç sorunlar yaşadık. Bunların temelinde, bencillik ve kariyerizm vardır. Sendikamızda demokratik merkeziyetçilik kavramı ne yazık ki sadece merkeziyetçilik olarak işlemektedir. Merkezi yönetimde de ne yazık ki başkan ne derse o olur mantığıyla, sarı sendikaların yöntemiyle işler yürümektedir. Bu nedenle de birlikte yola çıkan insanlar süreç içersinde birbiriyle mücadele etmekten, enerjisini iç çekişmeye akıtmaktan başka işe vakit ayıramaz hale gelmektedir. Bu kariyerizm hastalığı mücadeleyi daraltmaktadır. Bizim gibi yeni büyümeye başlayan bir sendikada bu kadar çok iç sorunların olmaması gerekir. Son üç yılda sendika genel merkezi bir üyelerine bir mücadele çerçevesi götürememiştir. Genel Sağlık İş olarak en başarılı organizasyonlar, sosyal faaliyetler olmaktadır. Özlük Hakları için açılan davalar dışında ciddi bir mücadele verilememiştir. Başkanlar kurulumuzda da yapılan eleştiriler genel merkez tarafından görmezden gelinmiştir. Böyle bir sendikal anlayışla, sendikamızın büyümesi zordur. Bunun çözümü sınıf sendikacılığı ilkeleriyle mücadele etmekten geçmektedir. Yoksa var olan onlarca sendikadan biri oluruz ama sağlık emekçilerinin umudu olamayız. Kendi haklarımıza da sahip çıkamayız. Bunun için:
1.Demokratik merkeziyetçilik ve sınıf ve kitle sendikacılığı ilkelerine bağlı
2.Bütün işleyişi şeffaf
3.Üyelerin karar mekanizmalarına katıldığı
4.Komisyonları aracılığıyla örgütlenmenin tabana yayıldığı bir sendikal mücadele ile planlı, programlı bir şekilde çalışırsak altından kalkamayacağız bir sorun olamaz.
Bu nedenle kongremizde bilimli, bilinçli, istekli ve mücadeleyi sürükleyip götürecek arkadaşlarımızın kurullara seçilmesi istiyoruz.
Biz Birinci Kuvayimilliyecilerin, Bağımsızlıkçı, Antiemperyalist, Yurtsever, Devrimci ruhuyla, heyecanımızdan bir an bile kopmadan, çoluk çocuk, ev, iş güç demeden ve sonunu düşünmeden, fedakârca, bilinçlice bu görevi üstlenmeye hazırız.
Biz ABD ve AB Emperyalistlerine, Yerli Satılmışlara karşıyız. İnsanlığı Ortaçağ Karanlığına götürmeye yeminli Ortaçağcı Şeriatçılara karşıyız. Biz Emekçi Halkımızın biricik dostuyuz. Ve inanıyoruz ki mücadele örgütlenmeden, mücadele yükseltilmeden kaybettiğimiz Laik Cumhuriyet’in hiçbir kazanımını geri alamayız.

Ülkemizi çok zor günlerin ve çetin mücadelelerin beklediği şu dönemde bilimli, bilinçli, inançlı, kararlı, cesaret vatanına sahip ve bu çetin mücadelenin ağırlığını kaldırabilecek Genel Sağlık İş’lilerle bu sürecin üstesinden gelinebilir. Onun için desteğinize ve oylarınıza talibiz. Antiemperyalist, Antifeodal ve Antişovenist ilkeler çerçevesinde dürüstçe samimice yol yürüyeceğimiz herkesle bir araya gelmek, kaderimizi birlikte tayin etmek istiyoruz. Sendikal mücadelenin öncüsü olmak ve sendikamızı nitelik ve nicelik olarak büyütmek için güvenimiz, enerjimiz ve inancımız tam. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerini hiçbir şekilde kategorize etmeden; dil, din, ırk, siyasi görüş farkı gözetmeden, en geniş biçimde kucaklayacak, ekonomik demokratik haklarımızın peşinden koşacağız.

Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!
Yaşasın Genel Sağlık İş!
Yaşasın Birleşik Kamu İş!
HALKÇI SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ

Sosyal Medyada Paylaşın: