AKP’giller  Uzaktan Eğitim’i de “dindar ve kindar” nesiller yetiştirmek için kullanıyorlar

AKP’giller  Uzaktan Eğitim’i de “dindar ve kindar” nesiller yetiştirmek için kullanıyorlar

Covid-19 Pandemisi nedeniyle okulların tatil edilmesi sonucu, MEB uzaktan eğitim uygulamasına geçti. Milli Eğitim Bakanı uzaktan eğitimin tanıtımını yaparken “dünyada ilk kez olan bir program oluşturduk”diye bir cümle kurmuştu.

Bakan Selçuk uzaktan eğitim ile ilgili olarak:

“Bu durum bir tatil meselesi değildir. Küresel ölçekli tedbirler ile ilgili bir durumdur. Çocuklarımızın ve toplumumuzun sağlığı çok önemlidir. Bu anlamda öğrencilerimiz evde iken eğitimlerinin aksamaması için Dünya’da ilk kez olan bir eğitim programı oluşturduk (abç) ve bu vesile ile de bütün öğrencilerimizin belli zaman dilimlerinde eğitimleri ile ilgili içeriklere ulaşmalarını sağlamayı hedefliyoruz. İçeriklerimizin bir kısmı hazırdır ve bir kısmı da hazırlanmaya devam etmektedir. Bizlerin Eğitim Bilişim Ağı dediğimiz bir internet ağı alt yapısı vardır. Burada bütün derslerin içerikleri, binlerce video, animasyon ve soru burada mevcuttur. Özellikle akademik destek yazılımımız ile 11 ve 12. Sınıflarımız için üniversiteye hazırlık noktasında inanılmaz bir hazırlık vardır. Bu akıllı sistemler vasıtası ile öğrencilerimiz seviye tespitini yapabilir ve kişiye özel deneme sınavı alabilir. Bu noktada internet ücretini de, hizmet veren kuruluşlar ile anlaşarak 3 GB’lık bir ücretsiz internet erişimi sağladı. Dolayısıyla velilerimiz ve öğrencilerimiz için bizlerin tedbir olarak gördüğü bu eğitim içerikleri EBA.gov.tr ‘den her türlü ayrıntısı görülebilir.”(13.03.2020 Gazeteler)

 AKP’gillerin usta oldukları konuların başında yalan konuşmak, yalan söylemek ve olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek gelmektedir. Bunlardan bazılarını hatırlayalım:

  • 2002 seçim vaatleri 3 y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) olmayacak!
  • Dünyanın en özgür medyası Türkiye’dedir!
  • Ülkemizde yargı bağımsızdır! Sadece Rahip Bronson ve Deniz Yücel olayını hatırlatalım.
  • Dolmabahçe’de başörtülü bacıma saldırdılar, yerde sürüklediler, görüntüleri var! Görüntüler hala yayınlanacak!
  • 28 Nisan 2018 İzmir Mitingi “Yahu bundan 15 sene önce şu koskoca İzmir’in doğru dürüst bir havalimanı var mıydı?” diye sordu ve kendi yanıtladı: “Ya biz geldik, Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptık ya.” İzmir Adnan Menderes Havalimanı 1987 yılında Özal tarafından açıldı.
  • Erdoğan: IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi, dedim ki verin! Bugün gördük ki hazine tamtakır!

 AKP’gillerin yalanları o kadar çok ki sayfalar yetmez, biz birkaç tane örnek verelim istedik. Çünkü MEB Ziya Selçuk da yalan söylüyor, yalan söylemek onlar için yemek yemek, su içmek hatta nefes almak gibi bir şey.

Uzaktan eğitim nedir? Uzaktan eğitim, zamandan ve mekândan tamamen bağımsız bir şekilde öğrencinin ve öğretmenin/öğretim üyesinin okula/kampüse gelme zorunluluğu olmaksızın mevcut var olan bilgisayar teknolojileri vasıtası ile tamamen sanal ortamda canlı, görüntülü, sesli olarak derslerin işlendiği, katılımcının istediği zaman bunları tekrar izleyebileceği ve görüntüleyebileceği bir sistemdir.

Uzaktan eğitim için teknolojik alt yapının, teknik alt yapının çok gelişmiş olmasını gerektirir.

Uzaktan eğitim asla sınıf ortamında gerçekleşen, yüz yüze eğitimin yerini alamaz. Eğitim biliminin, pedagojinin, gelişim ve öğrenme psikolojisinin ilke ve yöntemlerini de dikkate aldığımızda da bunun mümkün olamayacağı görülecektir.

“Hangi eğitim sistemi içinde olursa olsun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği bir an vardır. O anda öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır. Ve işte o an eğitim başlar. Öğretmenin gücü binlerce yaşam inşa eder…” (Doğan Cüceloğlu, Öğretmenim Bir Bakar mısın?)

Teknik alt yapı, teknik destek uzaktan eğitimin başarılı olabilmesi için en önemli kriterlerden birisi. Bakan Selçuk her ne kadar “Dünya’da ilk kez olan bir eğitim programı oluşturduk” dese de uzaktan eğitim alt yapısının her yönüyle ihtiyacı karşılayacak olanaklardan yoksun olduğu daha ilk günden ortaya çıktı.

Bu olumsuzlukları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • AKP’gillerin gerici-ortaçağcı kindar/dindar nesil yetiştirmeyi amaçlayan dünya görüşü Uzaktan Eğitim yoluyla televizyon üzerinden yapılan eğitimlerin ilk gününde küçücük çocukların beyinlerine aktarılmaya çalışılmıştır. EBA TV’nin ortaokul kanalında dersin başlamasına 5 dakika kala çocuklara Adnan Menderes belgeseli izletildi. Lise kanalında ders aralarında ilahiler dinletildi.
  • Yoğunluk nedeniyle ne öğretmenler, ne öğrenciler ne de veliler EBA(Eğitim Bilişim Ağı)’ya erişemediler. Türkiye’de interneti olmayan çok sayıda aile olmasına rağmen EBA alt yapısı yükü taşıyamadı.
  • Televizyondan verilen eğitimlerde ise evlerde televizyon olmaması ya da öğrenci sayısının fazla olduğu evlerde yeterli televizyon olmaması eğitime öğrencilerin erişmesini engellemiştir.
  • Özel Eğitim Uygulama Okulları, Özel Eğitim Meslek Okulları kısaca özel eğitim uzaktan eğitim sisteminin dışına düşmüş durumda; özel eğitim için bir sistem geliştirilememiştir. Öte yandan özel eğitimin yapısı gereği neredeyse eğitim-öğretimin tamamı örgün eğitim ortamında yüz yüze eğitimle verilebilmektedir.
  • EBA ve TV’lerden öğrencilere erişim sorunları yaşanması nedeniyle öğretmenler Zoom, Skype, Google HangouttsMeet vb. uzaktan eğitim uygulamalarını kullanmışlardır. Ancak bu programların lisanssız olması ve güvenlik açıklarının olması birçok farklı sorunlar yaratmıştır.

Örneğin;

“MEB uzaktan eğitimi EBA’yla vermeye çalışsa da, bazı okul müdürlerinin öğretmenleri ‘Zoom’ adlı video-konferans programını kullanmak zorunda bıraktı. Bazı yöneticiler, öğretmenleri 100 kişilik toplantıya kadar ücretsiz olan bu programı kullanmaya teşvik etti. Bunun sonucunda kişisel bilgilerini vererek ‘Zoom’a giren bazı öğretmenlerin hesaplarından 58.5 dolar kesildi. Mağdur öğretmenlere bankadan gelen bilgilendirme mesajıyla hesaplardan kesilen miktarın ABD’li perakende devi Wallmart’tan yapılan alışverişin karşılığı olduğu ortaya çıktı. Fakat öğretmenler ‘Zoom’ dışında hiçbir yurt dışı temaslarının olmadığını belirtti. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, 81 il müdürüyle her pazartesi yaptığı online toplantıda konuyu, acil gündem maddesi olarak ele aldığı öğrenildi’(Sözcü Gazetesi, 6 Nisan 2020)

Bu haberlerin medyada yoğunlaşması üzerine MEB Ziya Selçuk şu açıklamayı yapar:

“…Uzaktan eğitim sürecinde olası işlem hataları ve siber güvenlik konularında il müdürlerimiz ve okul yönetimlerimiz üzerinden tüm öğretmenlerimizi bilgilendirmekteyiz.

Canlı Sınıf uygulamalarında herhangi bir sorun yaşanmaması için öğretmenlerimizin öğrencileriyle uzaktan sanal ortamda ders yapmak amacıyla 8. sınıflar, lise hazırlık sınıfları ve 12. sınıflar için sadece EBA Canlı Ders özelliğini kullanması gerekmektedir. Bu sayede öğrencilerimizin kişisel verileri başka platformlara taşınmamış olacaktır.

Canlı Ders özelliğindeki görüntü kayıtları kişisel olmakla birlikte sistem görselleri kullanımı Bakanlığımızın onayına tabiidir. Tanıtım amaçlı görüntü ve fotoğraf paylaşımı ihtiyacı olduğunda Bakanlığımız sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarından istifade edilmesi hususunda hassasiyet gösterilmelidir.

Bununla birlikte diğer sınıf seviyeleri için EBA Canlı Sınıf uygulaması ülke genelinde kullanıma açılana kadar EBA dışındaki platformlar üzerinden sanal sınıf uygulamaları yapılması halinde, bu platformlara kullanıcıların kendi sosyal medya hesapları aracılığıyla giriş yapılmamalı, öğrencilerimizin kameraları zorunlu olmadıkça kapalı olmalı, sadece zorunlu hallerde kamera açılmalı ve bu işlemi yapmaya sadece öğretmen yetkili olmalı,  öğretmenler ve öğrenciler tarafından ders esnasında hiçbir şekilde kişisel veriler kaydedilmemeli ve hiçbir platformda paylaşılmamalıdır.”

 

 

Merdi kipti şecaat arzederken sirkatin söylermiş! Ziya Selçuk EBA dışındaki platformlar üzerinden sanal sınıf uygulamaları yapılması halinde, bu platformlara kullanıcıların kendi sosyal medya hesapları aracılığıyla giriş yapılmamalı, öğrencilerimizin kameraları zorunlu olmadıkça kapalı olmalı, sadece zorunlu hallerde kamera açılmalı ve bu işlemi yapmaya sadece öğretmen yetkili olmalı,” diyerek tüm hukuki, mesleki sorumluluğu öğretmenlerin üzerine atmıştır.

Yine Bakan Selçuk her ne kadar “Uzaktan eğitim sürecinde olası işlem hataları ve siber güvenlik konularında il müdürlerimiz ve okul yönetimlerimiz üzerinden tüm öğretmenlerimizi bilgilendirmekteyiz.” Dese de sadece bu bilgilendirmenin üst düzey eğitim yöneticilerine yapılıp öğretmenlere iletilmediği son yaşanan olaylardan sonra ortaya çıkmıştır.  Kaldı ki Muğla, İzmir ve Yalova gibi birçok ilin Milli Eğitim Müdürlükleri Zoom programının ücretsiz olduğunu belirterek bu program aracılığıyla öğretmenlerden uzaktan eğitim yapmalarını ve yapılan eğitimleri kayıt altına almalarını istemiştir. Bunun üzerine okul müdürleri de öğretmenlere baskı uygulayarak bu programı kullanmalarını istemiştir.

Benzer şekilde Bakanlık da EBA üzerindenöğretmenlere baskı uygulamaktadır. Bakanlık Okul yönetimlerine okulların istatistiksel olarak EBA’yı ne kadar kullandıklarına dair bilgileri gönderiyor. Dolayısıyla bu şekilde Bakanlık EBA üzerinden elektronik ortamda okulları, öğretmenleri ve öğrencileri takip altına almıştır. Sonuç olarak da öğrencilerin performans notlarını EBA istatistiklerine göre vermeleri konusunda öğretmenler zorlanmaktadır.

Hani uzaktan eğitim içinDünya’da ilk kez olan bir eğitim programı oluştur”muştuk? Uzaktan eğitimin yapılabilmesi için sınıf içi canlı uygulamalar zorunludur. Bu uygulama programlarının sahipleri ile gerekli anlaşmalar, lisanslar hazırlanmadan öğretmenler ücretsiz ve korsan yazılımlara zorlanmakta; sonra da ortaya çıkan hukuki, mesleki, etik sorunlarla öğretmenler başa başa bırakılmaktadır. Evet MEB uzaktan eğitime çok hazırmış (!!!) Görüldüğü gibi bu hazırlık her türden sorumluluğu öğretmenlerin üzerine yıkarak oluyormuş!..

Uzaktan eğitim ile ilgili yaşananlar da tesadüf değildir. AKP’gillerin iktidara geldikleri 2002’den bugüne eğitim alanında yaptıkları gerici, bilim dışı, anti demokratik, laiklik karşıtı, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal düşmanı, halk düşmanı, ayrımcı, fırsat eşitliğini ortadan kaldıran, paralı eğitimi dayatan uygulamaları meyvesini vermiştir.

Korona virüs salgınında yaşadıklarımızdan da görüldüğü üzere, AKP’gillerin uyguladıkları talan politikaları sonucu ortaya çıkan Türkiye manzarası gerçekten içler acısıdır, faciadır. Hazine yağmalanmıştır, işsizlik sigortasında biriken 135 milyar lira ve hazinede zor günler için tutulması gereken “kefen parası”, olarak da nitelenen ihtiyat akçesinin yağmalanması yetmemiş olacak ki, insanlarımız can derdinde iken AKP’giller Kanal İstanbul ihaleleriyle, maden arama ruhsatlarıyla para ve rant peşine düşmüşlerdir. AKP’gillerin tek değeri paradır, bütün iş ve işlemleri para, koltuk, makam ve küp doldurmaya kitlenmiştir. Uyguladıkları eğitim politikaları da bu ahlaksız talan ve vurgun düzenlerinin sürmesine hizmet etmektedir.

AKP’gillerin bu insan, hayvan ve doğa düşmanı eğitim sistemine karşı; temelinde insanın insanı sömürmediği, tüm insanların eşit-kardeş olduğu, kimsenin kimseyi aşağılamadığı, hor görmediği, insan-hayvan ve tüm canlılarla barış içinde yaşadığı ve her öğrencinin/çocuğun gelişimini, kişilik özelliklerini gözeten kişiye özel “ısmarlama ayakkabı gibi”, parasız ve tüm insanların her kademede eğitim alacağı bir eğitim sistemini kurma mücadelemiz başarıya ulaşana kadar kararlılıkla sürecektir. (17.04.2020)

 

Halkçı Eğitim Ve Bilim Emekçileri

Sosyal Medyada Paylaşın: