18 Kasım 1922’de TBMM’nin gizli oturumunda Mustafa Kemal halifenin yetkileri konusundaki fikrini şu şekilde açıkladı. Kendi ağzından okuyalım:
“… Türkiye halkının kayıtsız şartsız egemenliğine sahip olduğunu bir defa daha ve kesinlikle tekrar ediyorum. Egemenlik hiçbir anlamda, hiçbir biçimde ve hiçbir renkte ve belirtide ortaklık kabul etmez. Unvanı halife olsun, ne olursa olsun hiç kimse bu milletin kaderinde ona ortak olamaz. Millet buna kesinlikle izin veremez. Bunu önerecek hiçbir milletvekili bulunamaz.” (Nutuk, II. Cilt s. 699-700)
Açıkça görülmektedir ki Mustafa Kemal “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” derken laf salatası yapmamıştır.
Yurtta bir devrimci mücadeleye girişilmişti ve bunun önüne çıkabilecek her türlü engel kaldırılmalıydı. Bunun için 3 Mart 1924’te Üç Devrim Yasası kabul edildi. Bunlar:
1) Halifeliğin kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkartılmasına dair yasa,
2) Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği) kabulü,
3) Şer’iye ve Evkaf ve Erkan-ı Harbiye Bakanlıklarının kaldırılmasına dair yasa.
Halifeliğin kaldırılmasıyla devlet yönetimi laikleşmiştir.
Elbette 3 Mart 1924’te bu kanunları sadece 3 ret oyuna karşılık kabul edenler; o zamandan bu zamana bağımsız mahkemelerin yerinde yeller estirecek, AKP’giller’in Reisinin önünde cübbesini iliklemeye çalışacak kadar alçalacak, onursuz hukukçuların peydah olacağını bilemezlerdi. Hukukun, kanunların kişiye göre değiştirilebileceğini, güçlünün “haklı” çıkmasının çok kolay olacağını da…
Ancak Halkçı Kamu Emekçileri olarak,
Sözümüzdür; 3 Mart’ın Üç Devrim Yasalarını, Laik Cumhuriyeti’ ortadan kaldıranlardan hesabını soracağız.
Sözümüzdür; laiklik her türlü manevi sömürüyü ortadan kaldırmak için en güçlü silahımızdır, vazgeçmeyiz!
Sözümüzdür; her türlü maddi sömürüyü devrimciliğimizle boğacağız!
Sözümüzdür; biricik yurdumuz ve Ortadoğu coğrafyasında iğrenç emeller güden AB-D Emperyalistlerinin, Halklarımızı birbirine kırdırma projesinin Eşbaşkanlarının pisliklerini nefesimiz yettiğince haykıracağız ve zafere kadar mücadeleyi bıkmadan, usanmadan, yılmadan devam ettireceğiz. 3 Mart 2025
Halkçı Kamu Emekçileri
ARŞİV
3 gün önceARŞİV
18 gün önceARŞİV
31 Mayıs 2025ARŞİV
31 Mayıs 2025ARŞİV
31 Mayıs 2025ARŞİV
31 Mayıs 2025ARŞİV
31 Mayıs 2025